BAKIM ELEMANI YETİŞTİRME VE GELİŞTİRME III

Ateroskleroz-hipertansiyon-kalp damar hastalığı şeklinde birbirine bağlı bozukluklar zincirinin ortaya çıkışını kolaylaştıran ortak risk faktörlerinden bazılarını değiştirme olanağı yoktur. Bu önlenemeyen risk faktörleri ise cinsiyet, yaş ve genetik yatkınlıktır. Doğru cevap E'dir.

Kişinin günlük yasam kalitesini bozan, kalıcı tedavisi olmayan ve uzun süreli tıbbi izlem gerektiren bozukluklara "Kronik hastalık" adı verilir.

Aynı bireyde üç ya da daha fazla kronik hastalığın birlikte bulunması durumudur. Çoklu kronik hastalık olarak da bilinmektedir. Gerçek yasamda sıklıkla karşılaşılan, hastalara ve yakınlarına önemli zorluklar oluşturan bir süreçtir. Daha fazla ve çok yönlü bağımlılığa neden olarak, daha ayrıntılı bir bakım gereksinimi oluşturmaktadır. Yaşlıların %50’den fazlasında multimorbidite söz konusudur.

Bir hastalığın seyir özellikleri, iyiye ya da kötüye gitme olasılığı ve hastalığın sonuçları ile ilgili öngörülere "prognoz" adı verilir.

Damar sertliği (Ateroskleroz) yaşlanma sürecinde damar iç duvar yapısının bozulması, damar gevşeten ve genişleten maddelerin azalması sonucunda oluşur.

Metabolik sendrom, kalp ve damar sisteminde biyolojik ve klinik olarak birçok bozukluğa yol açmaktadır. Dünyada yetişkinlerin yaklaşık %25’nde metabolik sendrom bulunmaktadır.Genetik özellikler, fiziksel aktivite durumu, yaş, diyet içeriği ve beslenme alışkanlıkları gibi faktörler metabolik sendrom oluşumunu etkilemektedir.

Yaş, cinsiyet ve genetik yatkınlık kalp-damar hastalıklarında önlenemeyen risk faktörleriarasında yer almaktadır.

Kanda kolesterol ve yağ oranı yüksekliği, diabet, obezite, hipertansiyon, sigara kullanımı kalp-damar hastalıklarında önlenebilen risk faktörlerindendir.

Şeker hastalığı bol ve sık sık idrara çıkma (poliüri), aşırı susama duygusu ve sıvı alımında aşırı artış (polidipsi) ve çok yemeye neden olan beilrgin iştah artışına (polifaji) yol açmaktadır.

Özel cihazlar kullanarak (hemodiyaliz) ya da karın boşluğuna sıvı verilip alınarak, zararlı maddelerin ve fazla sıvının kandan uzaklaştırılması işlemine "diyaliz" adı verilir.

Üriner inkontinans, idrar kaçırma ve tutamama şeklinde kendini gösteren, yeterli önlemler alınmadığı zaman kaygı, utanma, öz güven sarsılması, başkaları ile birlikte olmaktan ve sosyal aktivitelerden kaçınma durumudur.