ÇEVRE SORUNLARI VE POLİTİKALARI - Deneme Sınavı - 7

Enfeksiyöz atıklar, patolojik atıklar ve kesici delici atıklar, tıbbi atıklardır.

Atık yönetiminde öncelik sırası şöyledir: 1. Önleme, 2. Kaynakta Azaltma, 3. Yeniden Kullanım,4. Geri Kazanım/Geri Dönüşüm, 5. Ön İşlem (yakma dahil), 6. Bertaraf.Seçenekler arasında bu sıralamaya göre, diğerlerinden öncelikli olan başlık önlemedir.

Piller ve akümülatör atıklarının oluşturduğu kirliliğin önüne geçmek için pillerin diğer tüm atıklardan ayrı olarak toplanıp depolanmaları ve geri dönüştürülmeleri gerekir. Geri dönüşüm süresince pillerden yaklaşık % 80 geri kazanımla büyük bir ekonomik yarar sağlanır.

Kyoto Protokolü kapsamında sorudaki seçeneklerde verilen tüm gazlara sınırlandırma getirilmiştir.

Yer altı suları çevre kirliliğinin oluşmasına neden olmaz; ancak çevrenin kirlenmesinden etkilenir.

Atıkların toplanması çevre kirliliğine neden olan faktörlerden biri değil; aksine çevre kirliliğini önleyen etmenlerden biridir.

Erozyon: Toprağın bulunduğu yerden yağışlar, sel suları, rüzgâr, çığ vb. etkenlerle taşınması olayıdır.

Bugün içinde yaşadığımız kentlerin, mekânsal ve çevresel bağlamda sağlıksız büyümesinin ardında birçok etken ve neden bulunmaktadır. Bunlar, en genel hatları ile toplumsal ve kültürel yozlaşma, kentlerde üretim ilişkilerinin yeniden örgütlenememesi, piyasa güçlerinin kent ölçeğinde egemen olduğu siyasal zemin, sadece kâr’a dayanan kalkınmacı anlayış, rant ekonomisi, çarpık yapılaşma ve yanlış konut üretim süreci olarak özetlenebilir.

1992 yılında kabul edilen BMİDÇS (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi), iklim değişikliğiyle mücadelede ileriye dönük temel bir adım oluşturmuştur.

Atık yönetiminde öncelik sırası;
Önleme
Kaynakta Azaltma
Yeniden Kullanım
Geri Kazanım/Geri Dönüşüm
Ön İşlem (yakma dahil) 
Bertaraf’ tır.

Ozon Tabakasını İncelten Maddelere Dair Montreal Protokolü ile kontrol altına alınan sera gazları dışında kalan gazlar Kyoto Protokolü kapsamına alınmış ve Protokol ile ilk etapta 6 sera gazının toplam salımına sınırlama getirilmiştir. Bu gazlar:
Karbon dioksit (CO2)
Metan (CH4)
Diazot monoksit (N2O)
Kükürt hekzaflorür (SF6)
Perflorokarbonlar (PFCs)
Hidroflorokarbonlar (HFCs)’dır.

Çevre politikalarının küresel düzeyde ele alınmasının temelleri, 1972 yılında Stockholm Konferansı ile atılmıştır.

Ölmüş hayvanlar, çürüyen bitkiler,evsel nitelikli atıklar organik atık kaynaklarına örnektir.

Canlı organizmaların öldükten sonra kalıntılarının oksijensiz ortamda milyonlarca yılda çözülmesi ile oluşan hidrokarbon içerikli yakıtlara fosil yakıt denir.

Ekonomiyi oluşturan tarım, sanayi ve hizmet dalları, doğal kaynaklara bağlı olarak kurulur ve gelişir.

Biyolojik çeşitliliği oluşturan hayvanlar, bitkiler ve çeşitli mikro yapıdaki canlılar canlı doğal kaynakları oluştururken, bu canlı kaynakların yaşadığı su, hava, toprak gibi ortamlar ile madenler ve fosil yakıtlar gibi yer altı zenginlikleri cansız doğal kaynaklardır.

Hava kirliliği yaratan kirleticiler başlıca beş gruba ayrılır: 1.Azot oksitler (NOx) 2.Hidrokarbonlar (HC) 3.Karbon monoksit (CO) 4.Kükürt oksitler (SOx) 5.Tanecikler (partikül maddeler) E şıkkında bunların hepsi doğru olarak verilmiştir.

Dünyada kabul edilen ölçütlere göre kişi başına su varlığı 1000 metreküpten az olan ülkeler “Su Fakiri” olarak kabul edilmektedir.

Akarsu, göl ve denizler yüzey sularını oluştururlar.

Nükleer enerji ağır ışınetkin (uranyum gibi) atomların bir nötronun çarpması ile daha küçük atomlara bölünmesi (fizyon) veya hafif ışınetkin atomların birleşerek daha ağır atomları oluşturması (füzyon) sonucu ortaya çıkan büyük miktardaki enerjidir.