aofsorular.com
EVİ204U

EV ENDÜSTRİSİNDE KADIN VE HANEHALKININ ROLÜ

5. Ünite 20 Soru
S

"Rol" nedir?

Rol kavramı bir grup veya sosyal durum içinde yer alan belli bir statü tarafından ifade edilen spesifik haklar ve görevlerin sebep olduğu davranış biçimleri olarak tanımlanabilir (Birkök, 2004: 1). Rol belirli bir sosyal konum işgal eden kişiden beklenen o konuma özgü eylemi, davranış ve tutumu belirler (Aslan, 2001: 23; Kocacık, 1997:105). Kısaca rol, bireyden statüsüne uygun olarak beklenen davranıştır.

S

"Statü" nedir?

Statü kavramı ise, bireyin toplum içindeki pozisyonudur (Özkalp, 2009: 49). Bireyler toplum içindeki statülerini edinilmiş ve kazanılmış statüler olarak iki farklı şekilde elde ederler. Edinilmiş statü, bireyin doğrudan bir çabası olmadan, kendi dışındaki faktörler tarafından sağlanan doğumuyla, cinsiyetiyle ve yaşıyla ilgili olarak edindiği yaşlı, genç, kadın, erkek, siyah, beyaz gibi statülerdir. Bireyin kendi isteği ve çabalarıyla, gönüllü olarak elde ettiği anne, baba, öğretmen, hâkim, doktor, avukat gibi statüler ise kazanılmış statüdür. Bireyin sahip olduğu statü zamanla değişebildiği gibi birey birden fazla statüye de sahip olabilir. Ancak bunlardan bir tanesi diğerlerine göre daha fazla önem taşır. Buna temel statü ya da master statü adı verilir ve bu statü bireyin toplum içindeki kimliğini belirler (Özkalp, 2009: 50).

S

Rol ve statü arasında ne fark vardır?

Rol, statünün dinamik tarafıdır (Kongar, 1995: 154). Her rolün bireyden bazı beklentileri ve ona verdiği bazı imtiyazları vardır. Çünkü her rol bir statü ile ilgilidir.

S

Kadın işgücünün çalışma yaşamına sınırlı katılımı beşeri sermaye kuramı ve feminist kuramda nasıl vurgulanmaktadır?

Kadın işgücünün çalışma yaşamına sınırlı katılımını ve erkeklere göre ikincil konumunu açıklamak amacıyla geliştirilen çeşitli kuramlar vardır. Bu kuramlardan neoklasik/beşeri sermaye kuramı, kadının bireysel tercihlerine vurgu yapmaktadır. Kadınlar çalışma yaşamında dezavantajlı bir konumda ise; bu durum kadının kendisi tarafından bağımsız ve rasyonel bir şekilde tercih edilmiştir. Kadınlar, ev işleri ve çocuk bakımından sorumludur. Dolayısıyla kadınların işe giriş ve çalışma saatleri açısından esnek işleri seçmeleri rasyonel bir davranıştır. Ayrıca kadınların iş tecrübeleri azdır; çünkü kadınlar çocuk ve yaşlı bakımı için çalışma hayatlarını kesintiye uğratmaktadırlar. Feminist kuramda ise, kadınların çalışma yaşamına sınırlı katılımı ve ikincil konumunu çözümlemede ataerkillik ve toplumsal cinsiyet temelli iş bölümüne vurgu yapılmaktadır (Özçatal, 2011:22).

S

"cinsiyet kavramı" ve "toplumsal cinsiyet kavramı" arasındaki fark nedir?

Cinsiyet kavramı biyolojik kadın-erkek ayrımına işaret ederken, toplumsal cinsiyet kavramı kadınlar ile erkekler arasındaki farklılıkların toplumsal düzlemde kurulmuş yönlerine dikkat çekmektedir. Ancak bu kavramın kapsamı, ilk ortaya çıkışından bu yana, sadece bireysel kimliği değil sembolik düzeyde erkekliğin ve kadınlığın kültürel idealleri ile yapısal düzeyde kurumlar ve örgütlerdeki cinsel iş bölümünü içine alacak bir şekilde genişlemiştir (Marshall, 1999: 98). Toplumsal cinsiyet ve biyolojik cinsiyet birbiriyle bağımlı fakat birbirinden farklı kavramlardır. Toplumsal açıdan cinsiyet (gender), kadın ve erkeklerin sosyal ve kültürel rol beklentileri olarak tanımlanmaktadır. Biyolojik bir kavram olarak cinsiyet, fiziksel farklılıklara işaret etmektedir. Biyolojik olarak belirlenmiş ve doğuştan gelen cinsiyet bireyler arasındaki fiziksel farklılıkları yani bireylerin erkek ve kadın olarak sınıflandırılmaları anlamına gelmektedir. Bu tür bir ayrımda kadın ve erkeklerin organizmaları arasındaki doğurganlık, cinsel uzuvlar ve üreme gibi biyolojik farklılıklar esas alınmaktadır. Toplumsal cinsiyet ise biyolojiye bağlı değildir, toplumda var olan kültürel, dini, ideolojik sistemlerin güçlendirdiği, geniş bir toplumsal işbölümünün görüntüsü olarak ortaya çıkmaktadır. Toplumsal cinsiyet, cinsiyete dayalı işbölümü ve biyolojik cinsler arasındaki ilişkileri vurgulamak amacıyla, toplumda sadece kadının değil erkeğin de konumunu belirten bir kavramdır. Toplumsal cinsiyet, biyolojik cinsiyetle açıklanamayan sosyal sınıf, ataerkillik, siyaset ve toplumdaki üretim biçimiyle bağlantılı bir anlama sahiptir. Kadın ve erkek farklılığının içeriği genetik olarak belirlenmekte ve büyük ölçüde evrensel bir nitelik taşımaktadır. Buna karşılık, kadınlık ve erkeklik farklılığının içeriği kültürel açıdan belirlenmekte ve değişkenlik göstermektedir (Demirbilek, 2007: 13; Özçatal, 2011: 22; Savcı, 1999: 130; Suğur, 2006: 3).

S

Ataerkil sistemde kadının toplumdaki yerini kısaca açıklayınız.

Ataerkillik, kökenlerini yeniden üretim sürecinden alan kadını ve erkeği biçimlendiren, hareket alanını, davranışlarını belirleyen ilişkiler ağı olarak tanımlanabilir. Ataerkil sistem, toplum içinde gelişen sosyal ilişkilerde erkeğe üstünlük tanımakta ve erkeği daha güçlü kılmaktadır (Özçatal, 2011: 25). Ataerkillikle ev eksenli çalışma arasında ilişki ise, ataerkillikte kısaca ev işi dediğimiz, örme, dikme, temizlik, bakım gibi bir dizi iş, çalışma olmaktan çıkıp kadınlık tanımına yazılmaktadır. Dolayısıyla evde yapılan diğer işler, özellikle tekstil işleri, ev işine çok benzediği için ataerkil ideoloji uyarılmakta ve kadının doğal olarak yıkayan, dikiş diken, temizlik yapan, örgü ören kişi olduğu algısı kadınlar tarafından da içselleştirilmektedir. Bu içselleştirme evde çalışan kadınların çoğunluğunun kendilerini çalışmayan olarak görmelerine, diğer bir ifadeyle kendilerini ev kadını olarak tanımlamalarına neden olmaktadır. Ataerkil yapı bu şekilde kadının emeğini saklamakta ve değersiz kılmaktadır. Böylece hem evde çalışan kadınlar hem de aracılar kadının emeğinin karşılığının düşük olacağını baştan kabul etmiş olmaktadırlar. Nitekim aynı işi fabrika da yapan işçiyle evde çalışan kadın arasında büyük ücret farkları doğmaktadır (Topcuoğlu, 2011: 46). 

S

Kadınların çalışmalarının nedenleri nelerdir?

Kadınların iş aramalarının ve çalışmalarının arkasındaki nedenler sorgulandığında, en önemli neden “ekonomik ihtiyaç” olarak karşımıza çıkmaktadır. Nakit gelir kentte yaşayan aileler için önemli bir yaşamsal araç olduğundan, tek gelirli ailelerde, daha fazla aile üyesinin ücretli iş aradığı görülmektedir. Diğer nedenler ise, aile bütçesine ikinci bir gelir sağlama gerekliliği, ekonomik bağımsızlık kazanma arzusu, işgücü piyasasındaki değişmeler, ülke kalkınmasına katkıda bulunma arzusu, kültür düzeyinin artmasına bağlı olarak daha iyi şartlarda yaşama isteği, aldığı eğitim, bilgi, beceri ve uzmanlıkların değerlendirme gibi isteklerin olmasıdır (Arpacı ve Ersoy, 2007: 42).

S

Türkiye'de kadınların çalışma yaşamına katılması ne zaman olmuştur?

Türkiye’de kadınların çalışma yaşamına aktif olarak katılması 1950’li yılarda olmuştur. Bu dönemlerde başlayan hizmet sektörü, erkekler kadar olmasa da kadınlara yeni iş olanakları yaratmıştır. Toplumsal yapıda meydana gelen değişim ve gelişmelerle kendine yeni ve farklı roller yükleyen kadın, eğitim almaya, kendi konumunun farkına varmaya, hizmet sektörü ve diğer sektörlerde çalışmaya kısaca bilinçlenmeye başlamıştır (Kocacık ve Gökkaya, 2005:196).

S

Kadınların annelik rolünün ev endüstrisine olan etkisi nedir?

Annelik rolü evde çalışmanın temel nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocuklu kadınların ücretli işte çalışma kararını verebilmesi, çocuğu bırakacak yuva, anneanne/babaanne, bakıcı ya da komşu teyze bulunmasına bağlıdır. Diğer taraftan kadının ücretli işte elde edeceği gelir, ev işleri ile çocuk bakımı masraflarını karşılamıyorsa, işgücüne katılmaktan vazgeçmektedir (Ecevit, 2000: 157). Dolayısıyla çocuk faktörü ve buna bağlı olarak annelik rolü hane içi üretim için daha fazla fırsat sağlayarak kadının ev endüstrisinde yoğun olarak yer almasına neden olmaktadır.

S

Kadınların ev içinde gerçekleştirdikleri üretim faaliyetleri kaç gruba ayrılmaktadır?

Kadınların ev içinde gerçekleştirdikleri üretim faaliyetleri dört ana grupta toplanmaktadır (Hattatoğlu, 2000: 11; Özbay, 1991: 46):

1. Ekonomik faaliyet olarak tanınan ve para karşılığı yapılan memurluk, serbest meslek, ücretli işçilik gibi işlerde faaliyette bulunma,

2. Ekonomik faaliyet olarak tanınan ama para almaksızın yapılan tarımda ücretsiz aile işçiliği,

3. Ekonomik faaliyet olarak tanınmayan ama para karşılığı yapılan evde üretim yani fason çalışma, terzilik, temizlik işleri, çocuk bakıcılığı vb.faaliyetlerde bulunma

4. Ekonomik faaliyet olarak tanınmayan ve para almadan yapılan ev içi tüketime yönelik üretim yani ev işleri, aile için gıda maddeleri hazırlama, eşin ve çocukların bakımı, hasta ve yaşlı bakımı vb. faaliyetlerde bulunma.

S

Ev içinde karşılıksız emeğin özellikleri nelerdir?

Ev içinde karşılıksız emeğin özellikleri ise aşağıdaki gibi sıralanabilir (Ecevit, 2011: 28; Savran, 2008:11):

• Karşılıksız emek görünmeyen emektir. Bunun üç temel nedeni vardır. Bunlardan birincisi ev içinde gerçekleştirilen işlere kadınların doğalarının bir parçası olarak bakılması ve bu işlere kadınların doğal (doğallaştırılmış emek) olarak yatkın olduklarının düşünülmesidir. İkincisi, evde yapılan işlerin mesaisinin olmaması ve iş zamanı ile dinlenme zamanının iç içe geçmiş olmasıdır. Bu nedenle de ev işlerinin miktarı belirlenememektedir. Üçüncüsü ise, ev işlerinin karşılığının bulunmamasıdır. Kadınların ev işlerini yapmak ve aile üyelerinin bakımı sağlık ve refahın sağlanması için harcadıkları emeğin karşılığı bulunmamaktadır.

• Ev emeği nesnelleşmemiştir. Ev emeği aile içinde duygusal ilişkilerle bağıntılıdır. Kadınların anne ve eş olarak kullanılabilirliği üzerine temellenmiştir. Bu duruma bakım emeği örnek olarak gösterilebilir.

• Kadın tarafından üretilen ürünlerin piyasa değeri bulunmamaktadır. Başka bir ifadeyle kadınlar bu ürünleri ev içi tüketim olarak hazırlamaktadırlar. Bu ürünler piyasada satılırsa değişim değeri kazanırlar. Sadece kullanım için üretilen bu ürünler (tarhana, reçel, vb) ücretli emek karşısında değersiz ve ekonomi dışı görülmektedir.

S

Toplum içinde hiç çalışmayan kadınlarla evde çalışan kadınlar arasındaki farkı açıklayınız.

Toplum içinde hiç çalışmayan kadınlarla evde çalışan kadınlar karşılaştırıldığında ise farklı bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu konuda evde çalışan kadınlar ile yapılan araştırmalar da, evde de olsa kadının çalışma yaşamına katılması evdeki statüsünde değişiklik yarattığı ve kadının iktidar ilişkilerinde söz hakkı almasına etki ettiği ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan evde çalışan kadınların iş alabilmek için sosyal ilişkilerinin arttırdığı da araştırma sonuçlarındandır. Çeşitli kesimlerden insanlara iş yapan ya da başka kadınlar aracılığı ile iş alan evde çalışan kadınların toplumsal açıdan sosyalleştiği ve bir anlamda özgürleşmeye çalıştıkları da söylenebilir (Türkün Erendil, 2002: 39).

S

"Hanehalkı" kavramını açıklayınız.

Kavramın en yaygın tanımı aynı evde yahut evin bir bölümünde yaşayan ve geçimlerini birlikte temin eden birbiri ile kan bağı olan ya da olmayan bireylerin oluşturduğu bir yapıdır. Aile kavramı ile de böyle bir birimin aralarında akrabalık bulunan üyelerinden oluşan boyutu ifade edilir (Sönmez, 1998: 116). Başka bir ifadeyle hanehalkı, ortak ikamet ve yeniden üretimin birlikte yer aldığı sosyal organizasyonun temel birimi olmakla beraber, aynı zamanda karmaşık bir yapısı olan, kültürlere göre farklılık gösteren ve zaman içinde değişen bir dizi kurumsal düzenlemelerden oluşmaktadır (Dedeoğlu, 2000: 141). 

S

Hanehalkı içerisinde yer alan erkekler evde fason çalışmada üstlendikleri rol nedir?

Hanehalkı içerisinde yer alan erkekler evde fason çalışmada çoğunlukla taşeron veya aracı rolünü üstlenmektedir. Görevleri, işlenecek malzemelerin alınması ve bitmiş işlerin toplanarak taşerona teslim edilmesi şeklindedir. Çok nadir olarak ev çalışmasında kadınlara yardımcı olmaktadırlar. Erkekler evdeki çalışmaya doğrudan katılmamakta ancak kadınların çalışacakları süre ve elde edecekleri gelir hakkında daha çok bilgi sahibi olmaktadırlar. Bu nedenle de parça başına ücret oranları da hanehalkının erkek üyeleriyle pazarlık edilmektedir. Bu durum erkeklerin, bu genellikle eştir, gelir üzerinde hak iddia etmelerine neden olmaktadır. Kadınların piyasaya erişimi salt bir erkeğin aracılığıyla sağlayabilmesi, kendileri için biraz gelir ayırma olanağından yoksun kalmalarına neden olmaktadır. Bu anlamda evde fason üretim geleneksel güç ilişkilerinden bağımsız olmamaktadır. Evde çalışan kadın ile siparişi getiren ve bitmiş işi teslim alan erkek aracı arasındaki ilişki salt toplumsal cinsiyet ilişkilerine değil, aynı zamanda güç ve statüdeki farklılıklara da örnek oluşturmaktadır. Evde çalışan kadınlarla etkileşim halinde olanlar, kadınları evin geçimini sağlayan erkek aile reisine bağımlı ev kadınları olarak algılamaktadır (Erdut, 2011: 61). Bununla birlikte bazı ülkelerde erkeklerinde aktif rol aldığı ev çalışmaları bulunmaktadır. Örneğin; Hindistan’da dokumacılık yapan ailelerde kadın ve çocuklar hazırlık çalışmalarını, erkeklerde dokumayı yapmaktadırlar (Koyuncu, 2006: 61).

S

Aile yoksulluğu ile çocuk işçiliği arasındaki ilişki nasıldır?

Tüm dünya ülkelerinde aile yoksulluğu ile çocuk işçiliği arasında yoğun ve doğru orantılı bir ilişki olduğu kesindir. Ailede yoksulluk arttıkça, çocuğun sokakta, evde ya da başka bir işyerinde kendi masraflarını bile karşılayacak şekilde olsa da çalışıyor olması olağan bir durum haline gelmeye başlamıştır.

S

Annelerin çalışması ile çocukların çalışması arasındaki ilişki nasıldır?

Çalışma Örgütü (ILO)’nün Türkiye’de de gerçekleştirdiği Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi (IPEC) projesinden de ortaya çıktığı üzere, annelerin çalışması ile çocukların çalışması arasında da ters orantı mevcuttur. Yani annelerin çalışma hayatında bulunması, gelirlerinin artması halinde çocukların çalışması azalmaktadır (Hattatoğlu, 2000: 54). Ancak bu durum evde çalışma durumunda olan anneler için geçerli olmamakta tam tersine eve iş alan annelerin çocukları çalışma ortamının ev olması nedeniyle sürekli iş ile karşı karşıya bulunmaktadır. Evde çalışmada hem kız hem de erkek çocuk annelerine yardım etmek durumunda kalmakta bu durum da çocukların da ev endüstrisi içerisinde yer almasına neden olmakta ve ev endüstrisinde çocuk emeği de kullanılmaktadır. Burada çocuk emeği ile kastedilen özellikle belli bir yaş grubunda, çocukluk çağında bulananlar değil, evde bulunan yani henüz evlilik ya da benzeri bir nedenle evden ayrılmamış olan çocuklar ve gençler ifade edilmektedir (Turgut, 2006: 63).

S

Çocukların evde çalışmaya katılmalarının temel gerekçeleri nelerdir?

Çocukların evde çalışmaya katılmalarının iki temel gerekçesi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, evde çalışan yetişkinlerin üretim miktarını ve dolayısıyla geliri artırmak için çocuklarını çalıştırmak zorunda kalmalarıdır (Turgut, 2006: 63). İkincisi ise, üretim hedeflerini tutturmakta zorlanan ailelerin çoğu zaman çocuklarının yardımına gereksinim duymalarıdır. Bazı aileler çocuklarından tamamlayıcı nitelikte (ayırma veya gruplama gibi günlük olarak yapılan çalışmalarda) düzenli yardımlar alırken, bazıları da ihtiyaç duyduklarında dolaysıyla düzensiz bir şekilde yardım almaktadırlar (Erdut, 2011: 72).

S

Dünyada kız çocuklarının ve erkek çocuklarının ev işlerini paylaşma oranları nedir?

Dünyada 15–17 yaş grubundaki kız çocuklarının % 90’ının, erkek çocukların ise % 67’sinin ev işlerini paylaştığı bilinmektedir.

S

Kız çocuklarının yardım tipini açıklayınız.

Kız çocukların yardım tipi, hanenin diğer kadınlarının yardım tipine benzemektedir. Evin işlerini paylaşma kimi durumlarda üstlenme ayrıca eve alınan işe katılma şeklinde olmaktadır. Dolayısıyla hem ev işi hem de eve alınan işi kız çocuklarının paylaşması çok normal görülmektedir. Bu durum kız çocuklarını tıpkı hanenin diğer kadınları gibi emeği üzerine hesap kurulan kişi durumuna getirmektedir. Başka bir ifadeyle tıpkı evdeki diğer kadınların yardımı gibi kız çocuklarının hem ev işi yapması hem de eve alınan işe katkıda bulunması son derece gündeliktir. Erkek çocuklar evde çalışmaya ancak çok çok zor durumlarda kalındığında diğer bir ifadeyle siparişlerin yetiştirilmesi gerektiği dönemlerde yardım etmektedirler (Hattatoğlu, 2000:184).

S

Hanehalkı içerisinde yer alan büyükanneler ya da anneannelerin rollerini açıklayınız.

Hanehalkı içerisinde yer alan büyükanneler ya da anneanneler çoğunlukla, çocukların bakımını üstlenmektedirler. Bazen dikilmiş işlerin ipliklerini temizlemek ya da dışarıya üretilen bir yemek söz konusu ise ayıklama, karıştırma, yıkama gibi işlerde de yardım da bulunmaktadırlar.