OKULÖNCESİNDE MÜZİK EĞİTİMİ I

Müzik eğitimi yoluyla çocukların, “söz” yani kelime dağarcıklarının gelişimine
yardımcı olunur. Parçalar içerisinde geçen sözlerin anlamlarını da öğrenen çocuk, müzikli oyunlarla, uzuvlarının isimlerini ve özelliklerini, bitki ve hayvanların isimlerini, hayvan ve doğa sevgisini, meslekleri, renkleri, sayılar›, yüksek-alçak-uzun kısa gibi kavramları, yiyecekleri, mevsimleri algılayabilir ve öğrenebilir. Parçaların sözlerini söylemeye çalışan çocuğun, dil kaslarının gelişimi de sağlanmış olur, böylece çocuk dil çevikliği de kazanır. Parçalar içerisinde, sözcükleri doğru ve düzgün şekilde söylemeyi öğrenirler. Doğru yanıt A'dır.

Suzuki yöntemi keman için geliştirilmiş olup, dinlemeye dayalı bir yöntemdir. Doğru yanıt B'dir.

Suzuki, üç yaşını, anneyi en çok memnun etme yaşı olduğunu düşünüyor ve
bu yaşı başlama yaşı olarak kabul ediyor. Doğru yanıt A'dır.

Bir çalgı çalmaya ya da bir müzik topluluğuna yönlendirilen çocuğun, boş zamanlarını faydalı bir biçimde doldurması sağlanmış olur ve böylece çocuk, pek çok kötü alışkanlığın kazanılacağı boş zamanlarını iyi bir şekilde değerlendirmiş olur. Doğru yanıt C'dir.

Müzik, çocuğun dil gelişimini, duygusal ve sosyal gelişimini olumlu yönde etkilediği gibi, çocuğun bedensel ve psiko-motor gelişimini de olumlu yönde etkiler. Çocuk, toplu ya da kendi başına şarkı söylerken, her zamankinden değişik biçimde soluk alır ve bu soluk alıp vermeler, şarkının cümlelerine göre düzenli biçimde olur. Böylece çocuğun akciğerleri gelişir, çocuk, soluk alıp vermeyi denetleme becerisi kazanmış olur. Doğru yanıt E'dir.

Çocuğa okulöncesi dönemde verilecek olan sistemli ve programlı hareket içerikli etkinlikler; çocuğun çevresini tanımasına, sosyal ilişkilerinin gelişmesine, düzenli olmasına, iradesini kullanmasına, arkadaşlarına ve oyun kurallarına saygılı olmasına, iş birliği içinde hareket etmesine vb. olumlu özelliklerinin gelişmesine katkıda bulunacaktır. Doğru yanıt D'dir.

İsviçreli eĞitimci ve besteci Emile Jaques Dalcroze; profesyonel müzikçi yetiştirilmesinde uygulanan eğitim yöntemlerinin yenilenmesi gerektiği düşüncesiyle, müzik ritimlerinin beden hareketleriyle ifade edildiği ritimli eğitim sistemini geliştirmiştir. Doğru yanıt A'dır.

Dalcroze, kendi geliştirdiği yöntemine öteden beri etkilendiği Eski Yunan’ın
“zıtlıkların dengesi” felsefesinden yola çıkarak, eski Yunanca’da “iyi akışl” ya da “iyi hareket” anlamına gelen “Eurhythmics” adını vermiştir. Doğru yanıt B'dir.

Hareket, Orff Öğretisi’nin önemli esaslarından biridir. Orff, hareketin, çocuğun büyüme sürecinin doğal bir parçası olduğuna inanır. Doğru yanıt E'dir.

Bu yaklaşımın birleşme noktası müzik, hareket ve dil’dir. Doğru yanıt C'dir.

Dünyada, okul öncesi dönem çocuklarının müziksel yetenek ve yaratıcılıklarının yanında, hareket becerilerini de geliştiren ve destekleyen müzik eğitimi yöntemleri geliştirilmiştir. Bu yöntemler/yaklaşımlar arasında, İsviçreli eğitimci ve besteci Emile Jaques Dalcroze tarafından geliştirilen “Dalcroze Yöntemi”, Alman besteci ve müzik eğitimcisi Carl Orff tarafından geliştirilen “Orff Yaklaşımı” yer almaktadır.

Çocuğun en canlı ve en hareketli olduğu okul öncesi döneminde, onun yaşantısına ve iç dünyasına girebilmemizi sağlayan en iyi araçlardan biridir müzik. Çocukların duygusal gelişimlerinde, müzik dinleme önemlidir. Okul öncesi Müzik Eğitiminde Müzik dinleme çocuğa susmayı, dikkatini müziğe yoğunlaştırmayı, arkadaşlarının sessizce müzik dinlemesine saygı göstermeyi öğretir. Çocuğun kulağı, doğru ve güzel seslere alışır. Çocuk, müzik dinleme alışkanlığı kazanmış olur . Müzik dinlemede, özellikle de dinlenilecek müziklerin seçimine özen gösterilmeli ve bu seçimler yapılırken, müziklerin niteliğine dikkat edilmelidir.

Bunların yanında müzik, çocuğun dil gelişimini, duygusal ve sosyal gelişimini, bedensel ve psiko-motor gelişimini ve
bilişsel gelişimini de olumlu yönde etkiler.

Bunların yanında müzik, çocuğun dil gelişimini, duygusal ve sosyal gelişimini, bedensel ve psiko-motor gelişimini ve bilişsel gelişimini de olumlu yönde etkiler.

Orff, eğitim anlayışında müziği herkese sunar ve müziği sadece herkese öğretmeyi değil, herkesin müzikle kendini ifade etmesini hedefler. Bu anlayış içerisinde birey aktif olarak, yaparak ve yaşayarak bilgiyi öğrenir. Bu yaklaşımın birleşme noktası müzik, hareket ve dil’dir. İçerisinde: Beden perküsyonu ya da Orff çalgıları ile yapılan ritmik doğaçlamalar, insan sesiyle ya da çalgılarla yapılan ezgisel doğaçlamalar, dans doğaçlamaları, yaratıcı drama, oyunlaştırılmış müziksel etkinlikler vardır.

Müzik, çocuğun dil gelişimini, duygusal ve sosyal gelişimini olumlu yönde etkilediği gibi, çocuğun bedensel ve psiko-motor gelişimini de olumlu yönde etkiler. Çocuk, toplu ya da kendi başına şarkı söylerken, her zamankinden değişik biçimde soluk alır ve bu soluk alıp vermeler, şarkının cümlelerine göre düzenli biçimde olur.

Dalcroze için müziğin temel eğitimde en önemli şey; ritim, solfej gibi konuların ritmik jimnastik ya da vücut hareketleri ile öğretilmesi ve eğitimin her zaman için hayal gücüne, emprovizyona açık kalmasıdır

Dünyada, okul öncesi dönem çocuklarının müziksel yetenek ve yaratıcılıklarının yanında, hareket becerilerini de geliştiren ve destekleyen müzik eğitimi yöntemleri geliştirilmiştir.

Suzuki yöntemi keman için geliştirilmiş olup, dinlemeye dayalı bir yöntemdir. Bu yöntemin tam olarak anlaşılabilmesi için, “anadil yaklaşım›” prensibinin tam olarak anlaşılması gerekir.

Müzik eğitiminde bir araç olarak kullanılan sözler, dilimizi daha iyi anlayıp, kavramamıza ve öğrenmemize yardımcıdır. : Sözlü müzikte zaman zaman bir motif, bir cümle ya da bir tema, yapıt ile topluluklar arasında iletişim kurmayı kolaylaştırır. Yani müzik eserlerinde kullanılan dil daha çok bir araç niteliğindedir. Müziksel iletişim açısından bakıldığında; müziğin, söz ögesinin daha iyi anlaşılıp önem kazanmasına katkıda bulunduğu görülmektedir