OKULÖNCESİNDE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI - Deneme Sınavı - 14

Kitle iletiflim teknolojilerinin çal›flmas›nda kitlelere yönelik bir merkezden iletilerin
aktarılması esastır. Bu açıdan bakıldığında kitle iletişim teknolojilerinin hedef kitlesinin bazı özellikleri vard›r. Bunlar flu flekilde s›ralanabilir:
• Kitle iletiflim teknolojilerinin iletileri genelde bireyleri içinde bulundu¤u ortamda yakalar.
• Kitle iletiflim teknolojilerinin hedef kitlesi durumunda olan kiflilerin aktif
olarak kat›lmas› çok s›n›rl›d›r. Dolay›s›yla genellikle hedef kitle edilgen bir
roldedir. (Ancak, etkileflimli televizyon gibi yeni teknolojiler bu durumu de-
¤ifltirmekte ve izleyicileri etkin bir role davet etmektedir.)
• Kitle iletiflim teknolojilerinden yararlanmada yay›n alan› içinde olma ve yay›nlar› izleme olana¤›n› sunacak teknolojiye sahip olma d›fl›nda herhangi
özel bir çaba gerekmez.
• Kitle iletiflim teknolojilerinin hedef kitlesi en k›sa sürede iletileri (haberleri)
alma olana¤›na sahiptir.
• Kitle iletiflim teknolojilerinin hedef kitlesi, iletiflim teknolojisi yay›nlar› yoluyla dünyan›n en uzak köflelerinden haber alma olana¤›na sahiptirler.

Toplumsallaştırma: Bireylerin, toplumları hakkında genel bilgi ve değerleri edinebilmeleri ve toplumsal yaşamın bir parçası haline gelmelerine katkı sağlamak kitle iletişim teknolojilerinin bir işlevidir.

Toplumların kendilerine belirledikleri amaçları açıklayarak, özendirerek, bireyin topluluk yaşamına olduğu gibi, bu amaçlar için sarfedilen çabalara da katılmasını sağlamak kitle iletişim teknolojilerinin güdüleme işlevi ile ilgilidir.

Toplumdaki gruplar ve bireyler arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkı sağlamak kitle iletişim teknolojilerinin bütünleştirme işlevi ile ilgilidir.

Radyonun ilk gelişim sürecinin James Clerk Maxwell’in çalışmalarıyla başlamış olduğu söylenebilir. Maxwell, 1860-65 yıllarında yapmış olduğu çalışmalarla, radyo yayıncılığı için büyük önemi bulunan elektromanyetik dalgaların varlığını bulan ve bunların boşlukta ışık hızına yakın bir hızla yayıldığını iddia eden ilk kişidir. Ancak, çalışmalarını kuramsal düzeyde yapmış, bunları kanıtlama yoluna gitmemiştir.

30 MHz üzerindeki dalgalar iyonosferden yansımaz ve yollarına devam ederler. Ancak uydular aracılığıyla bu dalgaların yansımaları sağlanabilir.

Radyonun eğitimde kullanılmasında birçok yararlar vardır. Bunlar sıralanırsa:
• Olaylar ve olgular olduğu gibi ve anında işitilir.
• Canlı ve cansız cisimler, olaylar ve olgular, insanlar ve diğer ülkeler hakkında belirsiz olan tutum ve inançlar geliştirebilir, değiştirebilir ya da yenileri oluşturabilir.
• Radyo programları ile zaman ve yer engelleri kaldırılır.
• Öğrenciler, bir konu hakkındaki bilgilerini bir uzmandan dinleyerek zenginleştirebilir. Bu ise dünyanın öğrenme ortamına getirilmesi demektir.

11 Nisan 1966'da MEB ile TRT arasında düzenlenen protokol gereğince Okul Radyosu Kuşağı oluşturulmuştur.

Bugüne kadar yapılan denemeler ve kullanılma biçimi göz önüne alındığında televizyonun eğitimde başlıca kullanım amaçları şu şekilde sıralanabilir:
• Temel okur-yazarlık eğitimi sorununu çözümlemede bir seçenek sağlamak
• Kitle eğitim hizmetlerini yaygınlaştırmak
• Mekandan ve zamandan tasarruf sağlamak
• Eğitim maliyetini düşürmek
• Eğitim kalitesini yükseltmek
• Toplumsal kalkınmayı hızlandırmak

Ses yanında sadece grafik veya çizim gibi durağan
görüntülerin de iletilmesini sağlayan telekonferans çeşidi Audiographic konferanstır.

Öğretimi tasarlarken akılda tutulması gereken en önemli durumlardan birisi de hiç şüphesiz ki Ted Cobun tarafından ortaya konan, öğrenmelerimizin %1’inin tatma, %2’sinin dokunma, %4’ünün koklama, %10’unun iflitme ve %83’ünün görme duyularımız yoluyla gerçekleşmekte olduğudur. Buradan da anlaşılacağı gibi, öğrenmelerimizde en etkili olan duyumuz görme duyusudur. Cevap “E” seçeneğidir.

Tepegöz, saydam veya yansı da denilen asetatlar üzerinde bulunan resim, çizim ve yazıların perdeye ya da düz beyaz herhangi bir yüzeye yansıtılarak gösterilmesini sağlayan bir araçtır. Bu nedenle cevap “C” seçeneğidir.

Asetatların yatay olarak hazırlanması en uygunudur. Asetatın yansıtıldığı alan genellikle enlemesine geniş ancak boydan kısadır. Bu nedenle dikey olarak hazırlanan asetatların aşağıda kalan bölümlerini okumak zordur. Bu nedenle “D” seçeneği yanlıştır.

Bilgisayardaki malzeme, yazıcılar aracılığıyla asetata aktarılır. Burada unutulmaması gereken en önemli nokta yazıcılardan çıktı almak için mutlaka özel asetatların kullanılması gerektiğidir. İnk-jet yazıcılarla laser yazıcıların asetatları bile farklıdır. Eğer uygun asetat kullanılmazsa, yazıcıya çok büyük zarar verilebilir. Bu nedenle “III” numaralı madde yanlış olduğundan cevap “B” seçeneğidir.

Sunu hazırlamanın bir diğer etkili yolu ise sözcük işlemci yazılımların kullanılmasıdır. Bu yazılımlar, değişik pek çok metin yazılabilen ve aynı zamanda resim, şekil, grafik gibi görsel malzemeleri de kullanmayı olanaklı kılan programlardır. Microsoft Word Processor Yazılımı bunlara bir örnek olarak verilebilir. Bu yolla hazırlanan malzemeler de aynı şekilde bir yazıcı aracılığıyla, özel asetatlara basılarak kullanılır. Cevap “C” seçeneğidir.

Bilgisayarda hazırlanan malzemenin doğrudan asetata basılamaması halinde, hazırlanan malzeme kâğıt üzerine çıktı olarak alındıktan sonra, fotokopi makinesi aracılığıyla asetata aktarılabilir. Sunu malzemesinin doğrudan kâğıt üzerinde hazırlanması durumunda ise asetata aktarmak için tarayıcılar kullanılabilir. Yine çok kullanışlı olmayan bir başka yöntem de termal kopyalama makinelerinin kullanılmasıdır. Cevap “E” seçeneğidir.

Birkaç tür slayt projektörü vardır: Elle yüklemeli, düz kızaklı ve çember kızaklı slayt projektörü. Elle yüklemeli slayt projektörlerinde slaytlardan biri yansıtılırken ikinci bir slayt taşıyıcı adı verilen bölüme yerleştirilir. Düz kızaklı projektörlere birkaç düzine slaytı yerleştirmek mümkündür. Çember kızaklı projektörlere ise çok daha fazla sayıda slayt yerleştirilebilir. Cevap “E” seçeneğidir.

Bilgisayar ortamında sunu yapmak için kullanılan programlar içerisinde en çok bilinen ve kullanılanı Microsoft şirketinin hazırladığı PowerPoint sunu programıdır. PowerPoint, ancak Windows95 ve üstü işletim sistemleri ile çalışır. Cevap “B” seçeneğidir.

Metinlerin ortalı değil, sola dayalı yazılması okumayı kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle “D” seçeneği yanlıştır.

Sununuz sırasında kullandığınız metni kâğıttan okumayın. Bu hem göz temasını kaybetmenize yol açar hem de dinleyenlerde konunuza hâkim olmadığınız ya da bilmediğiniz etkisini uyandırır. Bu nedenle “III” numaralı madde yanlış olduğundan cevap “B” seçeneğidir.