Emek, Üretim ve Yeniden Üretim
Marx, yeniden üretimi nasıl tanımlar?
Marx’a göre, üretim ve yeniden üretim, bütünle ilintili olarak bakıldığında kesintisiz ve aralıksız devam eden üretimin yani üretim tarzının - ki bu üretim güçlerini ve üretim ilişkilerini içerir - her toplumsal aşaması aynı zamanda bir yeniden üretimdir. Kapitalist üretim sürecinin ayakta kalması üretimin çoğalarak artmasına, üretimin artması da emek ile sermaye arasındaki ilişkinin sürekli bir şekilde yeniden üretilmesine dayanır ki Marx bunu yeniden üretim olarak ifade eder.
Marx'a göre yeniden üretimin iki önemli maddi unsuru nelerdir?
Birincisi, çevreyi de içine alacak şekilde üretim araçlarının bakımı, tamiri, muhafaza edilmesi ve yenilenmesi; ikincisi, emek gücünün
ertesi gün işe hazır hale gelebilmesi için yenilenmesi ve gelecek kuşakların yeniden üretimi yani soyun yenilenmesi.
Engels'e göre kadın ile erkek arasında gerçek eşitlik nasıl sağlanır?
Üretim, yani maddi hayatın üretimi, geçimlik ihtiyaçların ve bu ihtiyaçların üretilmesi için gerekli aletlerin üretilmesi anlamına gelir ve bu tarz üretimde yer alan emek erkek emeğidir. Yeniden üretim alanı ise insan türünün, soyun devamının sağlandığı yer olan ailedir. Engels’e göre aile kadının yer aldığı ve aynı zamanda kadının ezilmişliğinin de başladığı yerdir. Engels, kadın ile erkek arasındaki gerçek eşitliğin ancak ev işlerinin toplumsal bir sanayiye dönüştürülmesi sonucunda gerçekleşeceğine inanır.
Marksist kuramda yeniden üretim nasıl ifade edilir?
Marksist kuramda yeniden üretim, “bir üretim tarzının ve o üretim tarzına özgü toplumsal ilişki biçimlerinin varlığını sürekli kılan mekanizmaların bütününü ifade eder”.
Feminist kuramcıların yeniden üretime yükledikleri anlam nedir?
Feminist kuramcıların yeniden üretime yükledikleri anlam ise özel alan/aile/hane içinde doğurganlık/akrabalık/evlilik ilişkilerinin düzenleme
biçimleriyle ilişkili olarak kullanılır. Kadınların taze emek gücünün üretilmesi (çocuk doğurma), bakımı, yetiştirilmesi ve hâlihazırda olan emek gücünün (çalışan koca) bakımı için harcadıkları emek yeniden üretim alanında gerçekleştirilir.
Toplumsal cinsiyete dayalı işbölümünün iki önemli unsuru nelerdir?
Toplumsal cinsiyete dayalı işbölümünün ise iki önemli unsuru vardır: Birincisi, kadınların öncelikli rolleri ve görevleri evde/hanede “eş” ve
“anne” hane bireylerinin bakımını ve ihtiyaçlarını karşılamak olarak tanımlanır. İkincisi, erkekler de cinsiyetçi roller kapsamında ev dışında “evi geçindiren”, “eve ekmek getiren”, “ücret karşılığı çalışan” bireyler olarak görülür.
Ecevit , kapitalist üretim ilişkilerinin hâkim olduğu gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ücretli kadın emeğinin özelliklerini ne şekilde sıralamıştır?
1. Mesleki ayrışma
2. Vasıfsız emek
3. Terfide engeller
4. Düşük ücret
5. Enformelleşme
6. Ev eksenli çalışma
7. Düşük sendikalaşma
8. İşsizlik
2018 yılı verilerine göre Türkiye’de kadınların emek piyasasına katılım oranı nedir?
2018 yılında Türkiye’de kadınların emek piyasasına katılım oranı (%34) ise maalesef dünya ortalamasının (%48) altında kalmıştır (ILO,
2019).
Kadınların işgücüne katılmasını engelleyen en önemli unsurlar nelerdir?
Toplumsal cinsiyete dayalı işbölümü, Ataerkil yapı ve ilişkiler, Piyasanın yapısal unsurları.
Yatay ayrışma nedir?
Yatay ayrışma, kadınların istihdam edildiği sektörler ile erkeklerin istihdam edildikleri sektörlerin/iş kollarının/mesleklerin farklı olması anlamına gelmektedir.
Dikey ayrışma nedir?
Dikey ayrışma ise kadın ve erkeğin aynı işyerinde çalışmasına rağmen kadınların daha düşük statülerde yer almasını ve daha düşük gelir elde etmesi anlamına gelmektedir.
Cam Tavan ifadesi ne anlama gelmektedir?
İşyerinde yükselme, terfi etme süreçlerinde kadınlar görünmeyen engellerle karşılaşmaktadır. Erkeklerle aynı bilgi, beceri ve donanıma
sahip olmasına rağmen kadınların terfi etmesine neden olan engeller “cam tavan” kavramıyla ifade edilir. Cam tavan kavramı, kadınların bilgi ve becerilerine dikkate almayan, işyerinde yükselmesi, kademe artması veya karar verici konumlara gelmesini engelleyen, açıkça ve doğrudan görülmeyen bariyerler olarak tanımlanmaktadır. Kısaca kavram kadınların terfi sürecinde maruz kaldıkları dikkat çekici ayrımcılığı ifade etmektedir.
Kadınların daha az ücret kazanmasının önemli nedenleri nelerdir?
Kadınların daha az ücret kazanmasının önemli nedenlerinden biri ayrımcılıktır. Birincisi, kadınlar erkeklerden farklı işlere yönelirler. Ücret
farklılığı kadınların işe başlamasından işte yükselmesine kadar devam eder. Bu duruma, dağılım ayrımcılığından kaynaklanan ücret farklılığı
denir. İkincisinde, aynı işyerinde çalışan kadının ve erkeğin yaptığı iş aynı olmasına rağmen kadının aldığı ücret düşüktür. Buna işten kaynaklı ücret ayrımcılığı denir. Üçüncüsü, “erkek işi” olarak kabul edilen yerde çalışan kadınlar, işin gerektirdiği bütün vasıflara sahip olmasına rağmen; sırf erkek egemenliği olduğu için düşük ücret alır. Bu durum değersel ayrımcılık olarak ifade edilmektedir.
TÜİK, 2019 verilerine göre Türkiye’de kadın ve erkeklerin işsizlik oranı nedir?
Türkiye’de kadınların işsizlik oranı (%16,5) erkeklerin işsizlik oranından (%13,8) daha yüksektir (TÜİK, 2019).
İnsan Sermayesi Kuramı neyi ifade eder?
İktisat biliminin kuramı olan insan sermayesi yaklaşımına göre, rasyonel birey piyasanın özgürlükçü ve rekabetçi koşulları altında kendi faydasına göre hareket etme serbestine sahiptir. Para kazanmak isteyen, faydasını çoğaltmak isteyen birey arz talep yasasına tabi piyasa koşullarında diğer bireyler gibi birçok fırsata sahiptir . Bu fırsatların değerlendirilmesi ise bireyin özgür iradesine, bilgi ve becerisine dayanır. Piyasanın rekabetçi koşulları altında işçilerin yetenek, bilgi, beceri ve gayretleri onları diğerlerine göre avantajlı hâle getiri ve emek piyasasında rekabet üstünlüğü sağlar.
İnsan sermayesi yaklaşımı, işgücü piyasalarının cinsiyetçi yapısını dolayısıyla da ücretli kadın emeğinin konumunu açıklamada neden başarısızdır?
İnsan sermayesi yaklaşımı, cinsiyet körü bakışaçısına sahip olduğu için işgücü piyasalarının cinsiyetçi yapısını dolayısıyla da ücretli kadın emeğinin konumunu açıklamada başarısızdır. Birincisi, kadınların ve erkeklerin işgücü piyasalarındaki konumları aynı değildir ve işgücü piyasaları toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikleri içermektedir. İkincisi, neo-klasik iktisadın “yeni hanehalkı ekonomisi” yaklaşımı kadınların işgücü piyasasında ve ev içindeki konumunu ideolojik olarak meşrulaştırır. Bu yaklaşıma göre, hanehalkı bireyleri hanenin faydasını çoğaltmak için emeklerini ev içinde ve işgücü piyasalarında akılcı bir şekilde bölüştürürler. Kadınların emeklerinievde, erkeklerin de piyasada kullanmaları rasyonel ve hanehalkının faydası için idealdir. Kısacası, kadınların işsizliği ve kazandıkları düşük ücretler onların
evde emek kullanmaya yönelik yaptıkları rasyonel tercihlerinin bir sonucu olarak görülmektedir.
İkili İşgücü Piyasası Kuramı işçinin üretim sürecindeki koşullarını ve/veya işgücü piyasasındaki olumsuz koşullarını hangi iki katman altında inceler?
İkili işgücü piyasası kuramı, işçinin üretim sürecindeki koşullarını ve/veya işgücü piyasasındaki olumsuz koşullarını iki ayrı katman altında inceler. Bunlardan ilki, sürekli istihdam biçimi ya da iş güvencesi, görece yüksek maaş, mesleki eğitim olanakları ve güçlü sendika gibi özellikler sergileyen birincil işgücü piyasasıdır. Diğeri ise, sürekli olmayan istihdam koşulları ya da düşük iş güvencesi, düşük
ücret, düşük terfi ya da mesleki eğitim imkânı ve sendikasızlık gibi özellikler sergileyen ikincil işgücü
piyasasıdır (Spicer, 1993, s.79). İkincil işgücü piyasasında yer alan bireyler, daha az ücret aldıkları, geçici ve sürekliliği olmayan işlerde, kötü koşullarda çalıştıkları; sendikadan, sosyal haklardan yoksun oldukları için diğerlerine yani birincil işgücü piyasasında yer alanlara göre daha dezavantajlıdır.
Vasıfsızlaşma kuramının sahibi kimdir ve neyi ifade etmektedir?
Vasıfsızlaşma kuramı, Harry Braverman (1974) tarafından geliştirilmiştir. Ona göre, kapitalizmin tekelci aşaması ciddi bir vasıfsızlaşma
sürecidir. Dolayısıyla, vasıflı işgücü vasıfsızlaşma sürecinin sonucu olarak üretim sürecinden dışlanmaktadır.
Kapitalizmin tekelci aşamasında, emek süreci üzerindeki yönetsel kontrol artmış, geleneksel işler parçalanmış ve üretimde rutinleşme yaygın hâle gelmiştir. Braverman, modern kapitalist toplumlarda vasıflı işlerin çoğunun azaldığını, üretim ve bakım işlerine yönelik bilgi ve becerilerin önemini kaybettiğini ve emek sürecinde vasıfsızlaşma eğiliminin imalat endüstrisinin yanı sıra beyaz yakalı işleri de içerdiğini düşünmektedir. Vasıfsızlaşma sürecinin sermaye açısından (girişimci-işveren) en avantajlı yanı ücretlerin düşürülmesi ve emek
üzerinde kontrolü sağlamaktır. Braverman’a göre, vasıfsızlaşma süreci kadınların daha fazla oranda üretim sürecine katılmalarını sağlamış ve ücretlerin düşük olması ücretli kadın emeğinin değersizleşmesine neden olmuştur.
Marksist parçalı emek piyasası kuramına göre emek piyasasının dört katmanlaşma süreci nelerdir?
Emek piyasası dört katmanlaşma süreçlerini içerir: Birinci katmanlaşma sürecinde, emek piyasası işin istikrarına göre birincil ve ikincil olmak üzere ikili bir yapıya sahiptir; birincil işler bilgi, beceri istikrarlı ve yükselme olanağı olan işleri, ikincil işler ise düşük ücretli,
yükselme olanağı olmayan işleri içerir. İkincil işleri azınlıklar, göçmenler, gençler ve kadınlar doldurur. İkinci katmanlaşma sürecinde birincil
sektörde alt ve bağımsız olmak üzere iki bölünme oluşur. Alt birincil işler rutindir ve çalışanları otoriteye bağımlı ve firmanın hedeflerinin kabul etmeye teşvik eder. Fabrika ve ofis işleri bu katmandadır. Bağımsız birincil işler, yaratıcılık ve problem çözme üzerine yoğunlaşmıştır. Bireysel başarı ve motivasyon yüksektir ve başarı ödüllendirilir. Üçüncü katmanlaşma süreci ırka dayanır; emek piyasasının kurumları ve önyargıları tarafından belirli işler ırk ve etnik temelde ayrışmıştır. Dördüncü katmanlaşma sürecinde, erkekler ve kadınlar belirli işlerle
sınırlandırılmıştır. Kadınların işleri diğerlerine özellikle de erkeklere hizmet etmeyi gerektirir ve özellikler aile ve okul gibi kurumlar tarafından da cesaretlendirilir ve teşvik edilir.
Ataerkillik nedir?
Ataerkillik maddi bir temeli olan ve erkeklerin kadınlara egemen olmalarını sağlayan erkekler arası hiyerarşik ilişkiler ve erkek erkeğe
dayanışmayı içeren bir toplumsal ilişkiler dizisidir.
Acar-Savran'a göre kadın emeğinin görünmemesinin sebepleri nelerdir?
1. Kadın emeği doğallaştırılmış bir emektir.
2. Ev içi çalışma düzeni kadın emeğinin miktarını gizler.
3. Kadın emeği karşılıksız bir emek türüdür.
Eviçi kadın emeği tartışmalarını başlatan ilk kişi kimdir?
Margaret Benston 1969 yıllında yazdığı “Kadınların Özgürleşmesinin Ekonomi Politiği” makalesi ile eviçi kadın emeği tartışmalarını başlatan
ilk kişi olmuştur.
Harrison’a göre, eviçi emeğinin sermayeye katkısı nelerdir?
• Kapitalist emek gücüne (işçi kocaya) değerinin altında ücret öder,
• Kadınları işgücünün dışında tutar ve erkeğin pazarlık gücü yükselir,
• Bu pazarlık gücünü düşürme potansiyeli taşıyan “yedek kadın sanayi ordusu” yaratır.
• Ayrıca evde tam zamanlı çalışan ev kadınları ayrı bir sınıf oluştururlar.
Görünmeyen ve karşılığı ödenmeyen eviçi emeği tartışmalarının temel noktaları nelerdir?
• Hane tüketim birimi olmasının yanı sıra aynı zamanda bir üretim birimidir.
• Kadınlar bu emek sürecinde ev işlerini ve çocuk bakımını gerçekleştirir.
• Eviçi emeği erkeğin emek gücünün yeniden üretimini sağlar.
• Gelecek kuşakların yetiştirilmesinden sorumludur.
• Eviçi emeği hem kullanım hem de değişim değerine sahiptir.
• Eviçi emeği erkeğin emek gücünün değerini düşürür.
• Bu anlamda ev emeği sermayenin değerlenmesine hizmet eder.
• Ev kadınları ev içindeki emek sürecinin işçileri olarak ayrı bir sınıf oluşturur.
• Ayrı bir sınıf olarak kadınları hem sermaye hem de ataerkillik sömürür.
Eviçi emeği tartışmalarının içerdiği problemler nelerdir?
Eviçi emeği tartışmaları feminist kurama önemli katkılar sağlamıştır ancak bu tartışmalar bazı problemleri de içermektedir. Birinci problem, kadınların eviçi emeğinin üretken bir emek olup olmadığı meselesi; ikincisi problem, eviçi emeğinin erkeğin emek gücünün değerini belirlediğine yönelik tez; üçüncü problem, kadınların özellikle de ev kadınlarının ayrı bir sınıf oluşturmasına yönelik yaklaşım; dördüncü problem ise kadınların ezilmesinin belirleyici unsuru olarak ev emeğine yapılan aşırı vurgudur.
Toplumsal Yeniden Üretim Kavramının unsurları nelerdir?
Toplumsal yeniden üretim kavramı, toplumsal ilişkilerin tamamının yeniden üretimini anlatsa da, daha özel olarak yaşamın yenilenmesi ve sürdürülmesini, ilgili alandaki kurumları zorunlu olarak çalışmayı ifade eder. Bu anlamda üç unsuru şunlardır: İnsan türünün biyolojik yeniden üretimi, emek gücünün yeniden üretimi ve insanın bakım ve ihtiyaçlarının tedarik edilmesi (Bakker ve Gill 2003, s.32).
Toplumsal yeniden üretim analitik olarak üretim ve yeniden üretim süreçlerinin diyalektik birliğini, üretim ve yeniden üretimin birbirinden kopuk ve ayrı yapılar olmadığını içerir ve kadın emeğinin analizi açısından kapsayıcı bir çerçeve sağlar.