TURİZM VE GÜVENLİK

Güvenlik sorunlarının destinasyonlar üzerindeki etkilerini sıralamak yararlı olacaktır:
• Turistik destinasyonlarda meydana gelen her türlü güvenlik olayı (savaş, terörizm, siyasi kargaşa veya suçlar) destinasyonların imajını olumsuz yönde etkiler ve turist varışlarında düşüşe neden olabilir. Turist varışlarındaki düşüşler ise turist gelirlerinin azalmasına yol açar ve gelirlerini turizmden elde eden destinasyonlarda tam anlamıyla ekonomik durgunluğa neden olabilir,
• Bir güvenlik krizi ne kadar uzun sürerse turizm destinasyonu üzerindeki olumsuz etkisi o kadar yüksek olur,
• Bir veya birkaç güvenlik olayını takiben turist varışlarındaki düşüş, birkaç haftadan sonsuza kadar sürebilir. Turist varışlarındaki düşüşün süresini etkileyen en önemli faktör, olayların ciddiyetinden çok sıklığıdır,
• Güvenlik sorunlarından etkilenen destinasyonların istikrarsızlığı, diğer sektörlerdeki birçok yatırımcıyı da sektörden çekilmeye zorlayabilir,
• Farklı turist pazarı bölümleri, güvenlik durumlarına karşı farklı kırılganlık seviyelerine sahiptir. Bazı turistler güvenlik tehditleriyle daha az ilgilenme eğilimindedir ve etkilenen yerlere seyahat etmeye devam ederler. Ancak
bazıları o destinasyonlardan tamamen kaçınabilir ya da güvenlik durumu düzelene kadar seyahatlerini erteleyebilir,

• Güvenlik sorunlarından etkilenen destinasyonlara gelen ziyaretçilerin risk alma profilinde genellikle bir değişiklik olur. Güvenliğe daha duyarlı pazar bölümlerinin yerini, fiyata oldukça duyarlı ve daha fazla risk alan
bölümler alır. Bu kesimlerin ise daha az harcama gücü olduğu için genellikle beklenen düzeyde gelir ve nakit akışı yaratmazlar,
• Turizm işletmelerin kârlılığı güvenlik olaylarından olumsuz etkilenmektedir. Bu nedenle, sık sık yaşanan güvenlik olayları onları iflasa sürükleyebilir ve dolayısıyla tüm ev sahibi topluluğun yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir,
• Hem özel hem de kamu sektörü için güvenlik sağlamanın yüksek maliyeti, turistlere hizmet sağlamanın maliyetini artırır ve güvenlik olaylarından etkilenen destinasyonların rekabet şansını azaltır,
• Turistik destinasyonlarda yerel sakinlere karşı işlenen şiddetli güvenlik olayları (yani kitlesel terörizm veya savaş) haricinde, turistlere karşı işlenen suçların turizm talebi üzerinde yerel sakinlere, siyasi şahsiyetlere, ünlü kişilere veya iş adamlarına karşı işlenenlere göre daha güçlü bir etkisi vardır

Aşağıda konumu, tipi ya da büyüklüğü ne olursa olsun konaklama işletmelerinin güvenlik konusunda dikkate alması gereken unsurlar yer almaktadır:

• Personel ve misafirler arasındaki iletişimin netliği,
• Personelin kendi arasındaki iletişimin netliği,
• Teslimat prosedürleri,
• Otele giriş güvenliği,
• Tahliye prosedürleri,
• Yangın önleme,
• Sağlık düzenlemeleri,
• Aydınlatma sorunları,
• Tesisinin bulunduğu konum,
• Yerel kolluk kuvvetleri ve güvenlik kurumlarıyla ilişki,
• Personel geçiş kontrolleri ve izinleri,
• Konaklama işletmesine sık sık başvuran misafirler ve özel güvenlik ihtiyaçları,
• Kapı ve pencerelerde kilit çeşitleri,
• Kurallara uymayan veya zor misafirler ve/ veya hastalanan misafirler.

Roma’daki Kolezyum, Paris’teki Eyfel Kulesi, Londra’daki Parlamento Binası veya Amerika’daki Özgürlük Heykeli gibi yerlerin tümü uluslararası üne sahip ikonik merkezlerdir

turistik mekânlarda çalışan turizm güvenlik görevlilerinin aşağıdaki soruların yanıtlarını göz önünde bulundurması gerektiği anlamına gelir:
• Turistlerin buluşma noktalarında patlama olma olasılığı nedir?
• Acil durum araçları binalara ne kadar kolay erişebilir ve bu erişim bir tehlike midir?
• Araçlar binalara erişemezse, bu bir tahliye sorunu yaratır mı? Sağlık personeli için bir sorun oluşturur mu?
• Bölgede hangi patlayıcı ürünlere erişilebilir?
• Tehlike anında çevre sokak girişleri kapatılabilir mi?
• Garaja giren bir aracın ağırlığı ölçülüyor mu?
• Tavan yükseklikleri azaltılabilir mi?
• Çalışanların numaralı park yerleri var mı?
• Kolluk kuvvetlerinin varlığı ne kadar görünür durumda?
• İlk müdahale ekipleri alanı/tesisi ne kadar iyi biliyor?
• Alan ne kadar iyi aydınlatılmış durumda?

İnsanlar seyahat etmekten korktuklarında izolasyon başlar, yabancı
düşmanlığı hüküm sürer ve kültürler arası etkileşim durur.

Doğal afetler; toprak kaymaları, seller, depremler, çığlar, kasırgalar, tsunamiler veya tayfunlar gibi yeryüzü şekillerini veya yapısını etkileyen insan kaynaklı olmayan olaylar olarak ifade edilebilir. Nükleer kazalar ise, insan kaynaklı afettir.

DünyaTurizm Örgütü’ne göre, turistlerin güvenliği açısından dört tür risk vardır. Bu riskler şunlardır:
• Turizm sektörü dışındaki şiddet, organize suç, terörizm, savaşlar, sosyal, dini, siyasi çatışmalar gibi insani ve kurumsal ortamdan kaynaklanan riskler,
• Turizm ve ilgili ticari sektörlerdeki yangın, inşaat hataları, depreme karşı koruma eksikliği gibi güvenlik standartlarındaki kusurlar,
• Bireylerin tehlikeli spor ve boş zaman aktiviteleri yaparak veya sağlıksız bir şekilde seyahat ederek yarattıkları kişisel riskler,
• Doğal, klimatolojik, epidemiyolojik gibi fiziksel veya çevresel riskler.

Turistlere karşı işlenen suçlarla etkili bir şekilde mücadele etmek için belirlenen stratejiler aşağıda sıralanmıştır:
• Suçla ilgili endişeleri belirlemek ve ele almak için turizm endüstrisi ile birlikte çalışılması,
• Turistlerle ilgili güvenlik endişelerini tanımak ve ele almak için polisin ve özel güvenlik personelinin eğitilmesi,
• Suçla ilgili durumlarda mağdur turistin ifade verilmesinin kolaylaştırılması,
• Özel güvenlik önlemlerini desteklemek için turistik bölgelerde ek vergilerin uygulanması,
• Konaklama işletmelerinin misafir mağduriyetini azaltacak uygulamaları benimsemeye teşvik edilmesi,
• Turistlere karşı ciddi suçlar işleyenlerin tutuklanmasına ve mahkûm edilmesine yol açan bilgiler için ödül verilmesi,
• Mağduriyet riskini azaltmak için turistlerin eğitilmesi,
• Turistik bölgelerde üniformalı devriyelerin artması,
• Vatandaşların da polis devriyelerini desteklemesi,
• Yüksek riskli bölgelerde gözetim yapılması,
• Turistlere yönelik işlenen suçların azalması için fiziksel çevrenin değiştirilmesi.

Turizm bağlamında güvenlik yönetimi, turizmde potansiyel ve olası güvenlik
risklerinin belirlenmesi, risk yönetiminin planlanması, eylem planının uygulanmasında karşılaşılan riskleri sistematik olarak tespit etme, anlama ve yönetme uygulaması şeklinde tanımlanabilir.

Kaynak-Turizm ve İlgili Sektörler: Turizm ve turizmle ilgili ulaşım, konaklama gibi sektörler, ziyaretçilerin kişisel güvenliğini, fiziksel bütünlüğünü ve ekonomik çıkarlarını şu yollarla tehlikeye atabilir:
• Turizm işletmelerinde zayıf güvenlik standartları (yangın, inşaat hataları, anti-sismik korumanın olmaması),
• Yetersiz hijyen ve çevresel sürdürülebilirliğe saygısızlık,
• Turizm işletmelerinde yasadışı girişimlere, suç vb. karşı korumanın olmaması,
• Ticari işlemlerde dolandırıcılık,
• Sözleşmelere uyulmaması,
• Personel anlaşmazlıkları.

Turistlere karşı işlenen hırsızlık ve yankesicilik vb. suçların çoğu, ekonomi temelli olmakla birlikte, öfke suçları (örneğin tecavüz ve cinayet) da seyrek değildir.

Turistlerin kendilerine karşı işlenen suçları yetkililere eksik bildirdikleri bilinmektedir. Bu nedenle, turistlere karşı işlenen suçların kapsamı ve boyutu tam olarak tespit edilememektedir.

Turistin evinden çıkıp, yeniden evine döneceği zaman kadar güvenliğini sağlanması bir süreç olarak değerlendirildiğinde, bu sürecin iyi yönetilmesi gerekir. Yönetim genel olarak insanların bir amaç için bir araya gelerek örgütlenmesiyle oluşan ve başkalarını sevk ve idare etme eylem ve süreci olarak tamamlanır ve planlama, örgütlenme, koordinasyon ve denetleme gibi bileşenlerden meydana gelir.

Bir ülkenin sınırları içindeki güvenliği, bilimsel yaklaşımlarla şekillendirilmiş bir örgüt yapılandırması içinde ele alan ve yürüten yönetim anlayışı, İç güvenlik yönetimi olarak adlandırılmaktadır.

Risk, zarara uğrama tehlikesi olarak tanımlanır. Tanımdan da anlaşıldığı gibi henüz gerçekleşmemiş olaylar için söz konusu olan bir durumdur ve iyi yönetilmezse bir felaket, kaza, suç vb. bir durum ortaya çıktığında atılacak adımlar konusunda önemli problemler yaşanır.

Turistlere yönelik işlenen suçların turizm işletmelerine en bilinen etkilerinden birisi hizmet kalitesinde düşüş yaşanmasıdır.

Turistlere yönelik işlenen suçların destinasyona en önemli etkilerinden birisi turizme bağlı bölgelerde yerel halkın yaşam kalitesinin düşmesidir.

Ziyaretçilerin, varış yerinin doğal özelliklerinden, özellikle flora ve faunasından habersiz olmaları varış yerinin içerdiği fiziksel ve çevresel riskler nedeniyle arzu edilmeyen sonuçlar ortaya çıkmasına yol açabilir.

Turizm işletmeleri ve turizmle ilgili sektörler, yasadışı girişimlere, suç vb. karşı herhangi bir koruma altyapısı bulundurmamaları durumunda ziyaretçilerin kişisel güvenliğini, fiziksel bütünlüğünü ve ekonomik çıkarlarını tehlikeye atabilirler.

Destinasyonlarda risk yönetimi konusunda birincil sorumluluğu merkezi hükümetlerin üstlenmeleri gerekir. Turistlerin emniyet ve güvenliği konusunda turizmin gelişmesi ve kalkınması, ancak devletin yönetmesi, özel sektör güdümlü ve halk destekli olması durumunda başarılı olabilir.