Korumacı-Devletçi Kalkınma Modeline Geçiş (1929-1939)
Yeni Devlet’in ekonomi alanındaki ilk hedefi ne idi?
Yeni Devlet’in ekonomi alanındaki ilk hedefi, ulusal ve bağımsız bir ekonomik yapıya sahip
olmak ve bunu da özellikle sanayi yoluyla gerçekleştirmekti.
1929 bunalımının ilk olumsuz etkisi nedir?
Türk Lirasının İngiliz Sterlini karşısında ciddi bir
değer kaybı yaşamasıdır.
Türkiye’nin bağımsız bir gümrük politikası izlemesi ne zaman mümkün olmuştur?
Türkiye’nin bağımsız
bir gümrük politikası izlemesi, Lozan Barış
Antlaşması’nın ilgili hükümleri uyarınca 1929
yılına kadar ertelenmişti. Lozan’daki bu kısıtlayıcı hükümlerin 1929’da yürürlükten kaldırılmasıyla birlikte gümrük tarifeleri kontrol altına alınmış ve ardından kamu gelirlerinde ciddi
bir artış sağlanmıştı.
Türkiye’nin devletçiliğe geçişinde hangi olayın rolü vardır?
Türkiye’nin devletçiliğe geçişinde, Mustafa
Kemal Atatürk’ün 1930 Kasım’ında başlayan yurt
gezisinin de önemli rolü vardır. Atatürk, gezisi
boyunca, ekonomik sorunlardan bunalan özellikle köylü ve esnafla karşı karşıya kalmıştı. Gezinin
sonunda sanayileşme için ülkede girişimci sınıfının olmaması nedeniyle bu görevin devlet tarafından üstlenilmesi gereği açıkça ortaya çıkmıştı.
Sanayileşme çabasında; devletin öncülük ederek doğrudan yatırımlar yapması ve devlet teşekküllerinin kurulması ile ilgili konular hangi kanunda belirtilmişti?
1938 yılı İktisadi Devlet Teşekkülleri Kanunu’nda belirtilmişti
Türkiye’de devletçilik uygulamaları, en belirgin şekliyle hangi yılda başlamıştı?
Türkiye’de devletçilik uygulamaları, en belirgin
şekliyle 1932 yılında başlamıştı.
Türkiye’de 1930’larda ulusal gelirin büyük bir bölümü nereden sağlanmıştır?
Türkiye’de 1930’larda ulusal gelirin büyük bir
bölümü tarımdan elde edilmişti.
Ekonomik bunalım sırasında fiyatı en çok düşen tarım ürünü hangisidir?
Ekonomik bunalım sırasında fiyatı en çok düşen tarım ürünü ise buğday olmuştu.
Birinci Tütün Kongresi ne zaman düzenlenmişti?
Bu dönem içerisinde 1-5 Şubat 1932 tarihleri arasında Ankara’da Birinci Tütün Kongresi
düzenlenmişti.
Bu dönemde tarımı geliştirmek, nitelikli tohum, fide ve fidan yetiştirmek üzere devlet sermayesiyle örnek çiftlikler kurulması hakkında bilgi veriniz?
Atatürk Orman Çiftliği uygulamasının
başarısı da göz önüne alındığında bu konuda karar alma süreci daha da hızlandırılmıştı. Ziraat
Vekâleti tarafından Ankara, Eskişehir, Erzurum
ve Yeşilköy’de hububat ıslah istasyonları; Adana
ve Nazilli’de pamuk ıslah istasyonları; Eskişehir
Drayfarming istasyonu; Bursa, Antalya, Diyarbakır, Edirne ve Denizli ipek böcekçiliği istasyonları; Kayseri Yonca istasyonu; Antalya Sıcak İklim
Nebatları Islah istasyonu kurulmuştu. Aynı bakanlık tarafından; Kemalpaşa dut fidanlığı; Antep fıstık fidanlığı; Bilecik, Kırklareli, Manisa,
Tekirdağ, Ankara ve Erenköy asma fidanlığı; Rize
çay fidanlığı; Kastamonu, Kocaeli ve Niğde elma
fidanlığı; Giresun fındık fidanlığı; Antalya, Alanya ve Mersin narenciye fidanlığı; Kütahya vişne
fidanlığı; İzmir zeytin fidanlığı, Aydın incir fidanlığı gibi fidanlıklar da oluşturulmuştu.
Tarımı geliştirmek için teknik personelin eğitimine ve tekniğin yayılmasına yönelik çalışmalar nelerdir?
Öncelikle 1933 yılında
Yüksek Ziraat Enstitüleri kurulmaya başlanmış ve
ilk enstitü Ankara’da açılmıştı. Ayrıca Hitler yönetiminden kaçan pek çok Alman bilim adamının
bu kuruluşta görev alması sağlanmıştı. Kurulan
diğer enstitülerle beraber, bu iş için yapılan harcama miktarı 3 milyon liraya ulaşmıştı. Enstitülerin
yaygınlaşmasıyla 1929-1930 öğretim yılında 39
olan öğrenci sayısı, 1937-1938 döneminde 609’a
çıkmıştır.
Bu dönemde kurulan şeker fabrikaları hakkında bilgi veriniz?
1926 yılında Uşak
ve Alpullu’da kurulan şeker fabrikalarından sonra 5
Aralık 1933 tarihinde Eskişehir ve 19 Ekim 1934
tarihinde Turhal’da iki yeni şeker fabrikası faaliyete
geçirilmişti. Bu fabrikaların büyük hisseleri de İş
Bankası ve Ziraat Bankası’na aitti.
Şeker fabrikalarının açılmasının çiftçilere etkisi nasıl olmuştur?
Bu fabrikaların
açılmasıyla 1934 yılında 64.700 çiftçi, 32.500 hektarlık alanda pancar üretimi yapmaya başlamıştı.
Şeker pancarı üretimi çiftçilerin geleneksel tarımsal üretim alışkanlıkları nedeniyle çok zor gerçekleşmişti. Bu nedenle çiftçinin pulluk kullanmaya,
tarımsal mücadeleye ve gübre kullanmaya alıştırılması gerekmişti. Bu nedenle de şeker fabrikaları, tarımsal üretim tekniklerinin geliştirilmesinde
önemli bir rol oynamıştı.
Pamuk üretiminde Türkiye'nin amacı ne idi?
Pamuk üretiminde Türkiye’nin öncelikli iki amacı vardı. İlki, yeni kurulması planlanan
dokuma fabrikalarının ihtiyaç duyacakları pamuğu Türkiye’den temin etmek, ikincisi ise ihracatta
pamuğun önemini kaybetmemesini sağlamaktı.
Pamuk üretimi hangi adımlarla başlamıştı?
Türkiye, kaliteli pamuk üretebilmek için öncelikle Profesör Clark’a, Türkiye pamuklarının ıslahı
konusunda bir rapor hazırlatmıştı. Büyük oranda
bu rapora dayanılarak, Ziraat Vekâleti tarafından
“pamuk yetiştirme planı” isimli bir rapor oluşturulmuş ve 1934 yılında uygulamaya konulmuştu.
Bu rapor doğrultusunda çeşitli kanunlar da kabul
edilmişti. TBMM, 5 Temmuz 1934’te “Merinos
Koyunları Yetiştirilmesi ve Islah Edilmiş Pamuk
Tohumları Üretilmesi” hakkındaki 2582 sayılı bir
kanunu çıkarmıştı. Kanun’da, bu amacı gerçekleştirecek çiftliklerin giderlerini karşılamak için Ziraat Vekâleti bütçesinden çeşitli maddi yardımlar
yapılması sözkonusu yapılmıştı. Böylece Türkiye’de
1935 yılından sonra kaliteli açık koza ekim alanları
hızla artmaya başlamıştı
Döneme ait sanayi verileri nelerdir?
Sanayi alanındaki işletme sayıları 1932 yılında 1473 iken 1941’de savaş nedeniyle 1.052’e
düşmüştür. 1932 yılında 31 olan kamu işletmesi sayısı 1939’da 111’e yükselmişti. Anonim
ortaklıklar da ise 1932’de 831’dir. 1939 yılında
da 522’ye ulaşmıştı. Ayrıca firma başına sabit
sermaye, firma başına beygir gücü, firmaların
kullandığı yerli-yabancı hammadde miktarı ve
işçi ücretlerinde ciddi artışlar olmuştu
M. Kemal Atatürk’ün sanayileşme konusundaki fikri nasıldı?
M. Kemal
Atatürk’ün sanayileşme konusundaki fikri oldukça netti. O’nun ve devletin diğer yöneticileri için
sanayileşme zorunluluğu “tam bağımsızlık” sorunuydu.
Dönem içinde hâkim olan korumacı-devletçi politikaların temeli hangi kongrede atılmıştı?
Dönem içinde hâkim olan korumacı-devletçi politikaların temeli “Milli İktisat ve Tasarruf
Cemiyeti” ve 1930 Sanayi Kongresi ile atılmıştı.
Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı nedir?
Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı, Cumhuriyet
döneminin ilk büyük sanayi atılımıdır. Birinci Beş
Yıllık Sanayi Planı, ekonomik kaynakların düzene
sokulması ve devletçilik ilkelerinin uygulanması bakımından da oldukça önemlidir. Çalışmalarını 1929 yılına kadar götürebileceğimiz Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nın hazırlıkları
1933 yılında tamamlanmış ve Sanayi Planı, 1934
tarihinde yürürlüğe girmişti
Çubuk Barajı hangi tarihte açılmıştır?
3 Kasım 1936