YENİ TÜRK EDEBİYATINA GİRİŞ II - Deneme Sınavı - 10
Ara Sınav70301
Soru 1
Aşağıdakilerden hangisi Devlet kurumlarında görülen başıbozukluğu, disiplinsizliği önlemek; başta vezirler olmak üzere devlet adamları arasında yaygınlaşan rüşvet, kayırma gibi uygulamaları kaldırmak amacıyla çıkarılan kanunlardan biri değildir?
Çözüm Açıklaması
Devlet kurumlarında görülen başıbozukluğu, disiplinsizliği önlemek; başta vezirler olmak üzere devlet adamları arasında yaygınlaşan rüşvet, kayırma gibi uygulamaları kaldırmak amacıyla çıkarılan “Derbeyan-ı Nizam-ı Hâl ve Vüzera-yı Nizam ve Mirmiran-ı Kiram”, “Ref ’i İdiye ve Ref ’i Hediye ve Rüşvet ve Şüru’-ı Nizam” (1793) başlıklı kanunlar gelmektedir.
Soru 2
Aşağıdaki verilenlerden hangisi ya da hangileri III. Selim döneminde daimi elçilerin görevlendirildiği yerlerdendir?
I) Londra
II) Paris
III) Viyana
IV) Roma
Çözüm Açıklaması
III. Selim, özellikle Avrupa ülkelerindeki gelişmeleri zamanında öğrenmek amacıyla elçiliklerin kurulmasına karar vermiştir. Böylece 1794’te Londra, 1797’de Paris, Berlin ve Viyana’ya ilk daimi elçiler görevlendirildi.
Soru 3
"Balkanlardaki savaşlarda başarı kazanılmasına rağmen Batum’a yardım götüren Osmanlı donanmasının Sinop açıklarında batırılması, İstanbul ve Boğazları tehlikeye düşürmüş oldu. Bunun üzerine İngiltere ve Fransa da Osmanlı Devleti’nin yanında savaşa girişti. Rusya önce Tuna hattında geriletildi; ardından da barışa zorlanmak maksadıyla, Osmanlı, İngiltere ve Fransız birlikleri Kırım’a çıkarıldı. Bu sırada ölen Rus Çarı I. Nikolay’ın yerine tahta geçen II. Aleksandr, barış istemek zorunda kaldı. Müttefik devletler bunun üzerine Rusya’ya bir ültimatom verdiler".
Yukarıdaki bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi bu ültimatomlardandır?
Çözüm Açıklaması
Balkanlardaki savaşlarda başarı kazanılmasına rağmen Batum’a yardım götüren Osmanlı donanmasının Sinop açıklarında batırılması, İstanbul ve Boğazları tehlikeye düşürmüş oldu. Bunun üzerine İngiltere ve Fransa da Osmanlı Devleti’nin yanında savaşa girişti. Rusya önce Tuna hattında geriletildi; ardından da barışa zorlanmak maksadıyla, Osmanlı, İngiltere ve Fransız birlikleri Kırım’a çıkarıldı. Bu sırada ölen Rus Çarı I. Nikolay’ın yerine tahta geçen II. Aleksandr, barış istemek zorunda kaldı. Müttefik devletler bunun üzerine Rusya’ya bir ültimatom verdiler. Dört maddeden oluşan bu ültimatomun son maddesi doğrudan doğruya Osmanlı Devleti’ni ve konumuz olan Islahat Fermanı’nı ilgilendiriyordu. Bu maddeler şunlardır: 1. Rusya’nın Eflâk ve Boğdan üzerindeki isteklerinden vazgeçmesi ve buraya Avrupa devletlerinin garantisinin getirilmesi, 2. Tuna Nehrindeki ulaşım konusunda bütün Avrupa devletlerinin katılacağı bir yönetimin oluşturulması, 3. Karadeniz’in tarafsız bir duruma getirilmesi, 4. Osmanlı Devleti’nin sınırları içerisindeki bütün Hristiyan ve Müslümanlara Avrupa garantisi altında yeni haklar verilmesi
Soru 4
Islahat Fermanını hazırlayıp yürürleğe koyan kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Çözüm Açıklaması
Batılıların, savaşı sona erdirecek olan Paris Antlaşması görüşmeleri sırasında müzakere edilen ve Antlaşma’nın imzalanmasından önce yayımlanmasını istedikleri ve yukarıdaki ültimatomun son maddesindeki din ve millet farkını ortadan kaldıracak iyileştirmeyi içeren Islahat Fermanı, Sadrazam Mehmet Emin Ali Paşa tarafından hazırlanarak yürürlüğe sokulmuştur.
Soru 5
Aşağıdakilerden hangisi ya da hangileri Islahat Fermanı'nın içeriğindendir?
I) Hiç kimsenin din değiştirmesinin söz konusunun olmaması, değiştiren Müslümanlara da ceza uygulanması.
II) Bütün tebaanın eşit ve serbest bir şekilde ticari faaliyette bulunmaması.
III) Müslüman ve gayrimüslimler arasındaki davaları görmek için mahkemelerin kurulması.
IV) Mahkemelerin kapalı olacağı ve keyfî cezalar verilmeyeceği kabul ediliyor.
Çözüm Açıklaması
Buna göre Islahat Fermanı’ndaki belli başlı konular şunlardır: 1. Islahat Fermanı ile Müslüman ve gayrimüslim bütün Osmanlı tebaasının eşitliği açık bir biçimde vurgulanıyor; bütün din ve mezheplere verilen hak ve imtiyazlar, bu fermanla bir kez daha tekrarlanıyor ve ırk, din, dil ayırımı gözetilmeksizin mezhepler arasında eşitlik imkânlarının oluşturulması için gerekli önlemlerin alınacağı; devlet memuriyetine, okullara ve askerlik hizmetine bütün tebaanın eşit olarak katılabileceği, imparatorluk içinde bulunan her toplumun kendi okulunu açabileceği belirtiliyor. 2. Patrikhanede yeni meclislerin kurulacağı ve bu meclislerin aldığı kararların Babıali tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe gireceği kabul ediliyor. 3. Hiç kimse din değiştirmeye zorlanmayacağı ve din değiştiren Müslümanlara ceza uygulanmayacağı belirtiliyor. 4. Vergilerin eşit alınacağı, iltizam usulünün kaldırılacağı bildiriliyor, 5. Bütün tebaanın eşit ve serbest bir şekilde ticari faaliyette bulunmasının sağlanacağı açıklanıyor. 6. Mahkemelerin açık olacağı ve keyfî cezalar verilmeyeceği kabul ediliyor. 7. Resmî yazışmalarda Hristiyanlar için hakaret anlamına gelebilecek ifadelerin kullanılmayacağı bildiriliyor. 8. Müslüman ve gayrimüslimler arasındaki davaları görmek için mahkemeler kurulacağı belirtiliyor. 9. Rüşvet ve yolsuzluğun ortadan kaldırılması için çıkarılacak kanunların kesin bir biçimde uygulanmasının sağlanacağı açıklanıyor
Islahat Fermanı’nın önemli sonuçlarından birisi de gayrimüslimlerin kendi meclislerini oluşturup, kendi yasalarını yapmalarına imkân hazırlamış olmasıydı. Böylece kendi meseleleri ile ilgili kararlar alabilmiş; nahiye, vilayet ve Ahkâm-ı Adliye meclislerinde üye bulundurma yetkileri kazanmışlardı. Onların kendi cemaatleri için hazırladıkları Rum Patriği Nizamatı (1862), Ermeni Patriği Nizamatı (1863), Hahamhane Nizamatı (1865) Avrupa tarafından âdeta bu toplulukların kendilerine özgü anayasası (constitution) olarak algılanmıştır.
Soru 7
Tanzimat ve Islahat fermanları Türk tarihinde ilk defa olarak aşağıdakilerden hangilerinin dönemlerinde başlamıştır?
Çözüm Açıklaması
Tanzimat ve Islahat fermanları Türk tarihinde ilk defa olarak III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde başlayan ve Batı’yı genel bir model olarak kabul edip Osmanlı Devleti’ni bu modele göre dönüştürme düşüncesinin hukuki biçim içerisindeki ilk temel metinleri olarak kabul edilirler.
Soru 8
Aşağıdakilerden hangisi fermanların toplumsal, ekonomik ve siyasal olarak Osmanlı tarihini etkileyen özelliklerinden biridir?
Çözüm Açıklaması
Bu süreçte yeni bir eğitim sistemi, yeni ve bağımsız yargı sistemi ve yeni bir idari mekanizma Osmanlı Devleti’nde bazen özünü yitirmiş olarak Batı’dan alınıp uygulamaya sokulurken temel zihniyet modern bir devlet yapılanmasını sağlamaktı. Bununla birlikte eski yapının da varlığını devam ettirmesi Tanzimat Döneminin karakteristik özelliklerinden birisi olan zihniyet ikiliğini ortaya çıkarmıştır. Devlet ile uyruğu arasındaki ilişkiyi yeniden belirleyen ve millet sisteminin terki anlamına gelen din farkı gözetilmeksizin bütün vatandaşların devlet karşısında eşit olduğu ilkesi yakın ve hatta orta vadede Osmanlı Devleti’nin yararına bir sonuç doğurmamış; tam aksine toplumda tepkilere sebep olmuştur. Aynı şekilde özellikle edebiyatta karşılığını bulacak olan ve modernleşmenin özünü oluşturan olgulardan ziyade, giyim kuşam vb. daha çok görüntüye ait yüzeysel etkenlerin toplum içerisinde görünürlük kazanması da modernleşmenin tartışmalı ve gerilimli bir süreç olmasına yol açmıştır. Başarılması halinde devleti iyileştirip, toplumu geliştirebilecek olan birçok yararlı düzenleme bu tür ikincil tartışmalar arasında harcanmıştır, denilebilir. Devlet memurları arasında yaygınlaşan modaların masrafları artırması, rüşvetin önüne geçilememesi, vergilerin toplanmasında başarı sağlanamaması bu dönemde ahlakî bir çöküntüye de yol açmıştır.
Soru 9
II. Mahmut döneminde Osmanlı Devleti’ni bölmeye ve paylaşmaya ilişkin politikalar güden ve savaş durumu olmadığı halde 1827'de Navarin'de Osmanlı donanmasını yakan üç ülke aşağıdakilerin hangiside doğru olarak verilmiştir?
Çözüm Açıklaması
II. Mahmut döneminde de İngiltere, Fransa ve Rusya’nın Osmanlı Devleti’ni bölmeye ve paylaşmaya ilişkin politikaları artarak devam eder... 1827 yılında Fransa, İngiltere ve Rusya’ya ait filolar, Navarin’de Osmanlı donanmasını yakarlar. Öyle ki Türk kuvvetlerinin yenilgisi olarak değerlendirilen bu olay Avrupa’da sevinç gösterileriyle karşılanır. Osmanlı hükûmeti savaş olmadığı halde donanmasını batıran üç devletten tazminat ister. İngiltere, Fransa ve Rusya elçileri ise Navarin Olayı’nın sorumluluğunu Türk kaptanlarına yükleyecek açıklamalarda bulunurlar. Açıklamaları, Osmanlı Devleti tarafından kabul edilmeyen elçiler ülkeyi terk ederler. Doğru cevap E şıkkıdıır.
Soru 10
I- Tanzimat fermanının kabülü
II- Osmanlı resmî gazetesi Takvim-i Vekayi’nin yayın hayatına başlaması
III- Yunanistan'ın bağımsızlığını ilan etmesi
IV-Avrupalı piyanist Liszt’in 1847 yılında konser vermek için İstanbul’a gelmesi.
Yukarıdaki olaylardan hangileri Sultan Abdülmecid zamanında yaşanmıştır?
Çözüm Açıklaması
Osmanlı resmî gazetesi Takvim-i Vekayi’nin yayın hayatına başlaması ve Yunanistan'ın bağımsızlığını ilan etmesi II.Mahmut döneminde gerçekleşmiş olaylardır. Doğru cevap E şıkkıdır.
Soru 11
Aşağıda verilen olaylardan hangileri Sultan I. Mahmut döneminde yaşanmıştır?
I. I. Mahmut’un ilk yılları, Lale Devri’ni sonlandıran Patrona Halil İsyanı’nın bastırılmasına harcanmıştır.
II. Topçu ve humbaracı ocakları yeniden düzenlenir.
III. 1739’da Avusturya ile imzalanan Belgrat Antlaşması ve Rusya ile imzalanan Niş Antlaşması (1739) ile Pasarofça Antlaşması’nda (1718) kaybedilen toprakların bir kısmı geri alıınmıştır.
IV.Baron de Tott’un yardımları ile yeni bir askerî birlik kurulması sağlanır.
Çözüm Açıklaması
Sultan I. Mahmut (1730-1754) I. Mahmut’un ilk yılları, Lale Devri’ni sonlandıran Patrona Halil İsyanı’nın bastırılmasına harcanmıştır. Bu sebeple de sultan yenilik hareketlerini daha temkinli biçimde sürdürmeye çalışır. İsyanla duraklamak zorunda kalan matbaa ve kitap basımı işi yeniden canlandırılır. Humbaracı Ahmet Paşa’nın yönlendirmeleri ile de askerî ıslahata hız verilir. Topçu ve humbaracı ocakları yeniden düzenlenir. Askerî alanda yapılan düzenlemeler sayesinde bu yıllarda İran, Rusya ve Avusturya ile girişilen savaşlarda başarılar elde edilir. 1739’da Avusturya ile imzalanan Belgrat Antlaşması ve Rusya ile imzalanan Niş Antlaş- ması (1739) ile Pasarofça Antlaşması’nda (1718) kaybedilen toprakların bir kısmı geri alınabilir ve Rusya’nın Karadeniz’den çekilmesi sağlanır. Böylece devlet kısa bir sürelik de olsa kendine güven duygusunu tazeler. Fakat Belgrat ve onun devamı olan Niş antlaşmaları Osmanlı’nın Batı’yla kendi lehine imzaladığı son antlaşmalar olur. Bu arada Fransızların Kanuni’den beri devam eden süreli kapitülasyonları, Humbaracı Ahmet Paşa’nın etkileriyle süresiz hâle dönüştürülür.
Soru 12
Aşağıda verilen olayların hangileri Sultan III. Selim zamanında yaşanmıştır?
I. Avusturya ile Ziştovi (1792), Rusya ile Yaş (1792) antlaşmalarını imzalayarak onlarla savaşlarına son verir.
II. 1798’de Nizam-ı Cedit adı verilen orduyu kurar.
III.Mühendishane-yi Berri-yi Hümayun kurulmuştur.
IV.Avrupa’da Daimî büyükelçilikler kurulmuş ve yükseköğretimde Fransızca eğitim başlamıştır.
Çözüm Açıklaması
Sultan III. Selim (1789-1807) Avusturya ve Rusya ile savaşların devam ettiği ve Büyük Fransız İhtilali’nin (1789) ger- çekleştiği günlerde tahta geçen Sultan III. Selim, Avusturya ile Ziştovi (1792), Rusya ile Yaş (1792) antlaşmalarını imzalayarak onlarla savaşlarına son verir. Bundan sonra III. Selim de kendinden önceki sultanların yaptığı gibi ordudaki düzenlemelere geçer. 1798’de Nizam-ı Cedit adı verilen orduyu kurar. Ancak 1807’de Nizam-ı Cedit ordusunu istemeyen yeniçerilerin Kabakçı Mustafa önderliğinde ayaklanma başlatmaları üzerine hem bu ordu kapatılmak zorunda kalınmış hem de Sultan III. Selim tahttan indirilerek yerine IV. Mustafa sultan yapılmıştır. Osmanlı tahtında en kısa kalan padişahlardan biri olan Sultan IV. Mustafa, ıslahat karşıtı bir sultandır. III. Selim’i tekrar tahta geçirmek isteyen Alemdar Mustafa Paşa tarafından tahttan indirilmiş ve yerine II. Mahmut sultan olmuştur. III. Selim’in başlattığı yenilikler Sultan II. Mahmut tarafından sürdürülmüştür. Kont dö Boneval (Comte de Bonneval): Fransız subayı. I. Mahmut devrinde XV. Luis ile anlaşamadığı için önce Avusturya’ya oradan da aynı nedenle Osmanlı’ya sığınır. Müslüman olduktan sonra Humbaracı Ahmet adını alır. I. Mahmut onunla topçu sınıfının ıslahını gerçekleştirmek ister. Zaman zaman dönemin siyasî hayatında da etkili bir isim olmuştur. Osmanlı’nın Fransa ve Avusturya ile ilişkilerinde bir tür danışmanlık görevi yürütmüştür. Kapitülasyon: Osmanlı İmparatorluğu’nda yabancı devletlere verilen ekonomik, idari, hukuki, ekonomik ayrıcalıklardır. Baron de Tott (François de Tott): Aslen Macar asıllı bir subaydır. Gemi yapımı ve deniz haritacılığı ile meşgul olan deniz mühendisliği eğitimi Osmanlı’da onunla başlamıştır. Osmanlı tersanelerinin iyileştirilmesinde ve deniz mühendishanesinin kurulmasında etkili olmuştur. Bazı kaynaklar Mühendishane-yi Bahri-yi Hümayun’un açılış tarihi olarak 1773’ü ve Sultan III. Mustafa’nın saltanat yıllarını göstermektedirler. Ancak Fransız arşivi kayıtları ve Baron de Tott’un hatıratına göre Mühendishane-yi Bahri-yi Hümayun’un açılış tarihinin 1775 olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre söz konusu yıllar I. Abdülhamit’in saltanat yıllarıdır (Beydilli, 2006, s. 514). Nizam-ı Cedit, sözlük anlamı itibarıyla yeni düzenlemeler demektir. Fakat genel olarak Osmanlı’nın bu yıllarda orduda yaptığı düzenlemeler ve yeni düzen anlayışıyla kurulan ordu “Nizam-ı Cedit” ismiyle anılmıştır. III. Selim döneminde Mühendishane-yi Bahri-yi Hümayun genişletildiği gibi Mühendishane-yi Berri-yi Hümayun kurulmuştur (1795). Ayrıca bu paralelde donanmaya önem verilmiş ve tersane ıslah edilmiştir. Kara ordusunun güçlendirilmesi için çaba sarf edilmiş ve humbaracı ve lağımcı ocakları düzenlenmiştir. Ayrıca artık Avrupa’da Daimî büyükelçilikler kurulmuş ve yükseköğretimde Fransızca eğitim başlamıştır.
Soru 13
18. yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nun Batılılaşma sürecini yönlendirme çabaları aşağıdakilerden hangileridir?
I. Tercüme faaliyetleri ve Tercüme Heyeti
II. Avrupa’ya sefirlerin gönderilmesi ve sefaretnameler
III. Matbaanın kurulması ve basılan ilk kitaplar
IV. Askerî ıslahatlar
V. Eğitim
Çözüm Açıklaması
18. yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nun Batılılaşma sürecini yönlendirme çabaları şu başlıklar altında değerlendirilebilir: • Tercüme faaliyetleri ve Tercüme Heyeti • Avrupa’ya sefirlerin gönderilmesi ve sefaretnameler • Matbaanın kurulması ve basılan ilk kitaplar • Askerî ıslahatlar • Eğitim • Sosyal hayat
Soru 14
Osmanlı Devleti'nde kadı, müderris ve müftülerin tayin ve terfilerini yapan kişi kimdir?
Çözüm Açıklaması
Kazasker, kadıların ve halkın divana getirdiği davalara bakar ve karar verir. Kadı, müderris ve müftülerin tayin ve terfilerini yapar. Kazasker aynı zamanda, padişah sefere çıktığında onunla birlikte sefere çıkmaya mecburdurlar.
Soru 15
Osmanlı Devlet,'nde padişahın savaşlardaki koruyucusu ve en yakın askeri olan ve aynı zamanda İstanbul’un asayişinden de sorumlu kişi kimdir?
Çözüm Açıklaması
Yeniçeri ağası, Yeniçeri Ocağı’nın en üst kademedeki komutanıydı. Yeniçeri Ocağı işlerinden sorumluydu. Ayrıca İstanbul’un asayişinden de sorumlu ve padişahın savaşlarda koruyucusu ve en yakın askeridir.
Soru 16
Padişah adına yazılan, içeriğine göre ferman, berat, menşûr, hatt-ı hümayunları ifade eden nesneye ne ad verilmektedir?
Çözüm Açıklaması
Padişah adına yazılan ve üzerinde padişahın mührünün bulunduğu, içeriğine göre ferman, berat, menşûr, hatt-ı hümayunları ifade eden nesnelere hatt-ı şeri adı verilir.
Soru 17
Osmanlı Devleti’nin merkez teşkilatında devlet yönetimiyle ilgili olarak bulunan ve "Defterdar Kapısı" olarak da bilinen kurumun adı nedir?
Çözüm Açıklaması
Osmanlı Devleti’nin merkez teşkilatında devlet yönetimiyle ilgili olarak üç önemli kurum bulunmaktaydı. Bunlar Divan-ı Hümayun, Bâb-ı Âsâfi (Bâb-ı Âli, Vezir Kapısı) ve Bâb-ı Defterî (Defterdar Kapısı)’dir.
Soru 18
Osmanlı’nın 18. yüzyılda Avrupa’ya gönderdiği sefirler ve sefaretnameleri hakkında aşağıda verilen bilgilerden hangileri doğrudur?
I.Osmanlı ülkesinin Batılılaşma süreci içerisinde Avrupa’ya görevlendirdiği ilk sefir, 1719’da Viyana’ya gönderilmiş olan İbrahim Paşa’dır.
II.Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi 1720’de Paris sefareti ve Sefaretname’sini hazırlamıştır.
III. Fransa Sefaretnamesi’nin en büyük artısı Osmanlı dünyasına başka bir Avrupa yaklaşımını sunmuş olması ve artık üstün bir Avrupa’nın farkına varılmasını sağlamasıdır.
IV.Osmanlı Devleti bu yıllarda sadece Avrupa’ya değil İran’a, Fas’a, Hindistan’a da sefirler göndermiş ve bu sefirler de sefaretnameler hazırlayarak devrin sultanlarına sunmuşlardır.
Çözüm Açıklaması
Osmanlı’nın 18. Yüzyılda Avrupa’ya Gönderdiği Sefirler ve Sefaretnameleri Osmanlı ülkesinin Batılılaşma süreci içerisinde Avrupa’ya görevlendirdiği ilk sefir, 1719’da Viyana’ya gönderilmiş olan İbrahim Paşa’dır. İbrahim Paşa Sefaretname’sinde yolculuğu kadar Avusturya’da gördüklerine ve ilgi çekici tespitlerine yer vermiştir. Onu Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi’nin 1720’deki Paris sefareti ve Sefaretname’si izler. Fevkalade sefirlik göreviyle Paris’e gitmeden önce İbrahim Paşa’nın Sefaretname’sini okuyarak görevine hazırlanan Mehmet Çelebi’nin “hizmet-i siyasiyyesinin haricinde Fransa’nın vesait-i umran ve maârifine dahi lâyıkıyla kesb-i ıttıla ederek kâbil-i tatbik olanlarını takrir etmesi” istenir (Arıkan, 2013, s. 551). Çelebi Mehmet Efendi, içinde oğlu Mehmet Sait Efendi’nin de bulunduğu seksen kişiyi aşkın bir heyetle ve Fransız elçisinin temin ettiği bir ticaret gemisiyle İstanbul’dan yola çı- kar. Paris’te büyük bir ilgiyle karşılanır. Beynun Akyavaş, Çelebi Mehmet Efendi’nin Bâb-ı Âli’nin daimî elçiler tayininden önce geçici görevle gönderdiği elçiler arasında en renkli ve en ilgi çekeni olduğu tespitini yapmaktadır (Akyavaş 1993: VI). O sırada on iki yaşındaki Fransız kralıyla görüşen, onunla çeşitli törenlere katılan; hastane, eczane, rasathane ve fabrika gezen Mehmet Çelebi, büyük ihtimalle Fransa kralıyla yaşından dolayı yakın siyasal ilişkilerde bulunamamıştır. Ama Fransa Sefaretnamesi’nden özellikle Paris’i ayrıntılı biçimde gezdiği anlaşılmaktadır. Saraylarına, parklarına, bahçelerine vs. büyük hayranlık duymuş, opera seyretmiş ve izlenimlerini sefaretnamesine kaydetmiş; hatta tercümanı Lenoir aracılığıyla da bu yerlerin plan ve resimlerini de elde ederek İstanbul’a getirmiş- tir. Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi, Ekim 1721’de Paris sefaretinden İstanbul’a döner. Fransa Sefaretnamesi’nde yer verdiği tespitler ve gözlemleriyle, beraberinde getirdiği plan ve resimlerin Lale Devri’nin eğlence mekânlarının inşasında, İstanbul’da bundan sonra yaşanacak olan Frenk modasının şekillenmesinde büyük etkisi olur. Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi’nin Paris seyahatinin Osmanlı açısından önemli sayılan birkaç cephesi vardır. Bunlardan ilki şüphesiz bu sefaretnamenin Osmanlı dünyasına başka bir Avrupa yaklaşımını sunmuş olmasıdır. Tanpınar’ın da belirttiği gibi çeşitli devlet işlerinde yetişmiş bir isim olan Çelebi Mehmet Efendi, artık üstün bir Avrupa’nın farkına varmıştır. Tuttuğu notlarla bu izlenimini İstanbul’a da taşır. Diğeri Lâle Devri’nin incelmiş sanat, zevk ve eğlence anlayışının oluşumuna dolaylı yoldan sunduğu katkıdır (Unat, 1992, s. 56). Elbette bu etkinin oluşmasında Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi’nin bizzat kendisine ait zevk ve zerafet anlayışının etkileri yadsınamaz. Çünkü zaman zaman Paris halkıyla iletişimde bulunan, kendisini seyretmeye gelenlere izin veren, hatta Paris kadınlarını konuk ederek onlara kahve ve tatlı ikram eden Çelebi Mehmet Efendi, Avrupa’daki Türk imgesinin yenilenmesine de zemin hazırlar. Daha da önemlisi Fransa ile Osmanlı arasında yakın bir ilişkinin kurulması için ciddi bir gayret gösterir. Ancak Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi’nin Paris seyahatinin bütün bunlardan daha önemli sayılması gereken tarafı, beraberindeki heyette yer alan oğlu Sait Çelebi’nin oradaki gözlemlerinden yola çıkarak Osmanlı ülkesinde bir matbaanın kurulmasında öncü rolü üstlenmesidir. Osmanlı aydınlanması asıl buradan başlayarak, yukarıdan aşağıya, devletten halka doğru genişlemeye başlayacaktır. Özellikle bu noktadan bakıldığında Enver Ziya Karal’ın da belirttiği üzere bu sefaretnameyi Osmanlılar için Garp’ta açılmış ilk pencere olarak görmek mümkün olmaktadır (Karal, 1999, s. 19). Osmanlı Devleti bu yıllarda sadece Avrupa’ya değil İran’a, Fas’a, Hindistan’a da sefirler göndermiş ve bu sefirler de sefaretnameler hazırlayarak devrin sultanlarına sunmuşlardır.
Soru 19
Kazaskerlik kurumu hangi padşah döneminde oluşturulmuştur?
Çözüm Açıklaması
Kazaskerlik kurumu I. Murat devrinde 1361’de oluşturulmuş ve ilk Osmanlı kazaskeri olarak Çandarlı Kara Halil (ö. 1387) atanmıştır.
Soru 20
Osmanlı Devleti’nin en uzun süre yönetim merkezi olarak kullandığı saray aşağıdakilerden hangisidir?
Çözüm Açıklaması
Osmanlı Devleti’nin en uzun süre yönetim merkezi olarak kullandığı saray Topkapı Sarayı’dır.